Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/2694 E. 2017/6317 K. 13.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2694
KARAR NO : 2017/6317
KARAR TARİHİ : 13.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.01.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 1421 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdaki davalı tarafından 09.10.2013 tarihinde satın alınan payın davalı adına olan tapusunun iptali ile önalım hakkı gereği davacı adına tescilini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, “dava konusu taşınmazda davalının kayden malik olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
TMK’nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı ve davacının dava konusu taşınmazda kayden malik oldukları dosya içerisindeki mevcut 18.02.2015 tarihli tapu kaydından anlaşıldığından, mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.