YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2624
KARAR NO : 2021/912
KARAR TARİHİ : 15.02.2021
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Talep eden vekili tarafından, 02/04/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Talep, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Talep eden vekili, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/645 Esas sayılı dava dosyasında verilen yetkiye istinaden muris …’ye ait mirasçılık belgesinin verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. 501. maddesine göre ise, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer.
TMK’nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır.
TMK’nın 594. maddesi ile “Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekişmesiz yargıda re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu; 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.1999 tarih, 1999/2-58 Esas, 1999/53 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, nüfusa kayıtlı olmayan bir kişi için de mirasçılık belgesi istenilebilir. Murise ait olduğu belirtilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri getirtilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer delilleri sorulup incelendikten sonra bir karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece celp edilen nüfus kayıt örneklerinde murisin kızı olduğu yazılı …’ye ilişkin gerekli araştırmalar yapılmadan hüküm kurulmuştur. Osmanlıca kayıtlardan tercüman aracılığı ile yapılan tercümede muris …’nün 1931 doğumlu Hanife isimli mirasçısı olduğu belirtilmiş ise de bu mirasçıya yönelik nüfus kaydı ve dayanak belgelerin nüfus müdürlüğünden ve gerektiğinde Nüfus Vatandaşlık Genel Müdürlüğünden temin edilmeden, …’nün mirasçılığına ilişkin Nüfus kaydı araştırması yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; TMK ‘nun 495. maddesi hükümleri gözetilmeden …’nün mirasçısı tespit edilmediğinden bahisle Devletin mirasçılığına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 15.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.