Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/1445 E. 2021/596 K. 03.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1445
KARAR NO : 2021/596
KARAR TARİHİ : 03.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.01.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in 04.05.2005 tarihinde vefat ettiğini, veraset ilamında mirasçı görünen müvekkillerine Kızılbey Vergi Dairesi’nden 31.10.2011 tarihinde farklı tutarlarda ödeme emri gönderildiğini belirterek murisin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, mirasın kabul edildiğine dair bir davranışta bulunulmaması gerektiğini, murisin ölüm tarihi itibariyle ödemeden aciz halde bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların mirasbırakan …’in terekesinin borca batık olması nedeniyle TMK’nın 605/2. maddesi uyarınca davacıların mirası hükmen reddettiklerinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2 maddesi). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrimenkul, menkul ve araç olup olmadığı konusunda ilgili yerlere yazılan müzekkerelerde ölüm tarihi belirtilmeden araştırma yapıldığı görülmüştür. Ayrıca murisin malvarlığının bulunup bulunmadığı konusunda yapılan araştırmalarda ölüm tarihi esas alınarak bankalara da hiç sorulmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, murisin ölüm tarihi olan 04.05.2005 tarihi itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalı ve terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da murisin ölüm tarihi olan 04.05.2005 tarihi itibarıyla borçlarının tespiti sağlanmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan