Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/1400 E. 2017/4244 K. 25.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1400
KARAR NO : 2017/4244
KARAR TARİHİ : 25.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mirasta denkleştirme istemine ilişkin davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.01.2016 gün ve 2015/11870 Esas, 2016/763 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının temyizi üzerine hükmün Dairemizce, “mahkemece öncelikle ispat yükünün altsoy olan …’ın üzerinde olduğu gözetilerek karşılıksız kazandırmanın miras payına mahsuben olmaksızın ve iade edilmemek koşuluyla kendisine verilip verilmediğinin araştırılması, miras payına mahsuben verilmediğinin tespit edilmesi halinde bu kez 29.187,21 TL’nin … Bankası … Şubesinden çekildiği 11.07.2011 tarihinden murisin vefat tarihi olan 20.02.2012 tarihine kadar muris ve bakmakla yükümlü olduğu eşi … için yapılan muhtemel giderler hesaplanarak bu paradan mahsubu ile kalan miktar üzerinden denkleştirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı 07.09.2016 tarihli dilekçesi ile hem karar düzeltme tabinden hem de davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Kural olarak davadan feragatin karar düzeltme isteminden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birinde karar düzeltme istemli dilekçenin reddine karar verilmekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde karar düzeltme isteminden feragat isteğini de içereceği düşünülerek davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
6100 sayılı HMK’nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır.
Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21.01.2016 tarihli ve 2015/11870 Esas, 2016/763 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki değişik gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.