Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/1 E. 2017/3932 K. 09.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1
KARAR NO : 2017/3932
KARAR TARİHİ : 09.05.2017

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.08.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … ile davacı asil … ile karşı taraftan davalı … vekili Av. … ile davalı asıl … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili, 21.08.2013 tarihli dilekçesi ile davacının müteahhitlik yapan davalı …’nun inşaa ettiği 27843 ada, 5 parselde kayıtlı ana taşınmazın 24 nolu mesken cinsli bağımsız bölümünü dava dışı emlakçı …vasıtasıyla harici satış sözleşmesi ile 215.000 TL bedel ile satın ve teslim aldığını, yazılı satış sözleşmesinde tapunun 15.11.2009 tarihinde verileceğinin yazılı olduğu davalı müteahhite 145.000 TL ödeme yaptığını, davalı …’in bankaya olan kredi borcunun kapatılması için 09.12.2009 tarihinde 70.002,60 TL makbuz ile kredi borcunun kapatılmasına rağmen taşınmaz devrinin yapılmadığını beyanla gerçek malik satıcı yüklenici davalı … olduğu halde muvazaalı olarak devredilen diğer davalı … üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde tazminatın faiziyle davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili öncelikle görev itirazında bulunmuş, taşınmazı 16/01/2008 tarihinde bedelini ödeyerek tapudan iyiniyetle satın aldığını, davacı ile davalı … arasındaki sözleşmenin hukuki geçerliliği bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen 70.002,60 TL paradan haberi olmadığını, davacının bu parayı habersiz olarak yatırdığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde satış bedeli olan 215.000,00 TL’nin 145.000,00 TL’sinin kendisine ödendiğini, geri kalan 70.000,00 TL’sinin diğer davalı adına çekilen ve kendisinin kullandığı konut kredisinin kapatılması için ödendiğini, taşınmazı diğer davalıya teminat olarak devrettiğini, borcu ödemesine rağmen teminatların iade edilmediğini ileri sürerek davayı kabul etmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın 16.01.2008 tarihinde davalı … adına tapuda kayıtlı olduğu, bu tarihten sonra resmi şekilde devredilebileceği, davacının dayandığı 15.11.2009 tarihli satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, davalı yüklenicinin tapuda kendi adına kayıtlı olmayan, diğer davalı adına kayıtlı olan taşınmazı hak sahibi olmadığı için devretme yetkisine sahip olmadığını, devir resmi şekilde yapılmadığından davacının dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yüklenicinin temlikine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ve mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkin olup dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimini yerine getirdikten sonra davalı yüklenici …’nun eşi …adına 09.10.2007 tarihinde tapudan devredildiği, davalı yüklenicinin talimatı ile diğer davalı …’e ise 16.01.2008 tarihinde satıldığı anlaşılmıştır. Ancak, taşınmazın gerçek sahibinin yüklenici ve davayı kabul eden … olduğu, davalı tapu maliki…’in vergi denetmenine vermiş olduğu 27.08.2010 tarihli imzalı beyanı ile bunu destekleyen davalılar arasındaki yazılı belge ve davacı tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili davalı …’in … hesabına 09.12.2009 tarihli kredi borcunun ödenmesine dair banka makbuzu ve duruşmada dinlenen tanık beyanları saptanmıştır. Bu durumda davalı yüklenici inşaat sözleşmesi gereğince kendisine düşen dava konusu taşınmazı adi yazılı sözleşme ile davacıya satıp teslim ettiğinden, tapudaki satışın ise 15.11.2009 tarihinde yapılacağı kararlaştırıldığından yüklenicinin temlikine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.