Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/9910 E. 2018/8626 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9910
KARAR NO : 2018/8626
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların murisi … ‘nın … 2. Noterliğinin 16.11.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 162 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını 3.000.000ETL bedelle müvekkillerinin murisi … ‘e satmayı vadettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup taşınmazın teslim edildiğini, … Kadastro Mahkemesinin 25.06.2014 tarihli 2013/3 Esas, 2014/158 sayılı Kararı ile satış vaadi sözleşmesine konu 162 no’lu parselin ifrazıyla oluşan 367, 371 ve 372 parsel sayılı taşınmazların mülkiyet durumu hakkında karar verildiğini, ancak kararın temyiz aşamasında olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalıların murisi adına kayıtlı payların iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve …, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tapu kaydında davalıların malik ve hak sahibi olarak görünmedikleri, ayrıca dava konusu taşınmazlarda hisseli mülkiyetin mevcut olup henüz mülkiyet tespitinin de kesinleşmediği, mülkiyet ihtilaflı olduğu için hak sahibinin zilyetliğini de devredemeyeceği, bu durumda henüz hak sahibi olmayan davalıların satış vaadi sözleşmesi ile haklarını devredemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu satış vaadi sözleşmesinde alacaklı taraf olan davacıların murisi … ‘in mirasçılık belgesine göre, davacılar dışında … ve … isimli mirasçılarının da bulunduğu, ancak adı geçen mirasçıların davada taraf olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, elbirliği ortaklarının tamamının davaya dahil edilerek muvafakatlerinin alınması, ortakların tümünün davaya muvafakati sağlanamazsa terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere davacı tarafa süre verilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davanın sonunda mülkiyet durumu değişebileceğinden eldeki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının sonucu da bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davalarının, 6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan dava için bekletici mesele yapılması gerekir.
O halde mahkemece, … Kadastro Mahkemesinin 2013/3 Esas 2014/158 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan tapu iptali ve tescil davasının kesinleşmesinin beklenilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken anılan davanın kesinleşmesi beklenilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.