Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/9822 E. 2018/8246 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9822
KARAR NO : 2018/8246
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 19.02.2013 gününde verilen dilekçe ile … tahsis belgesine dayalı … iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl talebin reddine, tazminat talebinin usulden reddine dair verilen 18.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, … tahsis belgesine dayalı … iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde davacı tarafından ödenen tahsis bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 2539 ada 21 parsel sayılı taşınmaz için 17.05.1984 tarihinde … tahsis belgesi aldığını, 23.09.1987 tahsis bedelini ödediğini, 11.07.1991 tarihinde … tahsis belgesinin iptal edildiğini, itiraz üzerine tekrar 10.03.1994 tarihinde … tahsis belgesi verildiğini, bilahare taşınmazın bulunduğu sur içindeki bölgenin sit alanı olduğundan bahisle … tahsis belgesinin yeniden iptal edildiğini, dava konusu taşınmazın 4706 ve 4961 sayılı Yasa gereği 30.11.2011 tarihinde davalı … Belediyesine devredildiğini, öncelikle dava konusu taşınmazın tapusunun adına tesciline karar verilmesini, asli talebinin kabul edilmemesi halinde, feri talebi olarak 23.09.1987 tarihinde ödediği 1.780,403 TL ve 2.000 TL’nin tarafına yasal faiziyle ve güncellenerek ödenmesini, yine devrin yapılmaması nedeniyle uğradığı faizle karşılanmayan munzam zararının da tazminini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmazın … 1. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12.07.1005 tarih ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Tarihi ve Kentsel Sit alanı içerisinde kaldığından … tahsis belgesinin iptal edildiğini ve davacıya 10.07.2004 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın 30.01.2011 tarih ve 22754 yevmiye numarası ile … Belediyesine devredildiğini, davanın öncelikle husumet nedeniyle reddi ile İYUK 15.maddesi gereğince de zamanaşımı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davacıya ait … tahsis belgesinin sit alanı olması gerekçesiyle iptal edilmesinin idari işlemin kaldırılması olduğunu, davacının davasını görevsiz mahkemede ikame ettiğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, … iptali ve tescil talebi yönünden; davalı … hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı … Belediyesi hakkındaki davanın reddine,
Davacı tarafın tazminat talebi yönünden; davanın yargı yolu farklılığı nedeniyle (görev yönünden) usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen ve 08.03.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2981 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmüne göre kanunun amacı imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir.
Kanunda ayrıca bu arsa veya arazilerin üzerine yapılmış gecekonduların arsa bedelinin ilgili kuruluşa peşin veya en geç 4 yıl içinde on iki eşit taksitle ödeneceği, gecekondu sahiplerine en fazla 400 m² arsa tahsis edilebileceği belirtilmektedir.
Arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar tespit edildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı … sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “… Tahsis Belgesi” verilir. … tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda … tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir. (m. 10)
2981 sayılı Kanun gereğince arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırı içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü iş yeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması gerekir.
Islah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edilir. Gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verilir. (m. 13)
Görülüyor ki; 2981 sayılı Kanun, büyük şehirlere göç ederek kamu arazilerine kaçak gecekondu inşa eden dar gelirli kişilerin korunmaları, başka bir deyişle sosyal amaçlı bir projenin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak çıkarılmış olup bu kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanununa dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Hak sahiplerine tahsis edilen gecekonduları satış sözleşmesiyle temlik alan kişilerin de kanun gereğince aynı koşulları taşımaları gerekmektedir.
Somut olaya gelince;
1- Yapılan yargılama, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve özellikle davacının 10.07.2004 tarihli tahsis kararının iptaline ilişkin tebliğ evrakını usulüne uygun şeklide tebellüğ etmiş olup idari yargıda dava açmamış olmasına göre … iptal ve tescil talebinin reddi kararı yerindedir.
2- Ne var ki, davacı … iptal ve tescil talebi uygun görülmezse terditli olarak 23.09.1987 tarihinde ödediği 1.780,403 TL ve 2.000 TL’nin yasal faiziyle ve güncellenerek ödenmesini ve devrin yapılmaması nedeniyle uğradığı faizle karşılanmayan munzam zararını da tazminini talep etmiştir. Tazminat talebinin incelenmesi bakımından da tıpkı asli talep olan … iptal ve tescil talebinin incelenmesindeki gibi adli yargı görevlidir. Aynı davada kademeli istekler bakımından istek bölünmek suretiyle davacı vekilince tazminat talebinin reddi kararı temyiz edilmemişse de, somut olayda tazminat talebi yönünden de adli yargının görevli olduğu anlaşılmakla; görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve yargılamanın her aşamasında re’sen tetkik edilmesi gerektiğinden, mahkemece davacının yatırdığı tahsis bedelinin dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değerinin tespit edilerek tahsiline karar verilmesi gerekirken tazminat talebinin yargı yolu farklılığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.