Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/9005 E. 2018/8183 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9005
KARAR NO : 2018/8183
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı … iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkından kaynaklanan … iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 11069 ada 4 parsel ve 13341 ada 374 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının her iki parselde ayrı ayrı 3/512’şer hisseyi tek bir resmi senet ile 13.09.2012 tarihinde 35.000’er TL ile toplamda 70.000TL bedel ile satın aldığını, bu nedenle davacıların şuf’a hakkını kullanmak istediğini beyan etmiştir
Davacılar vekili 26.05.2013 tarihli dilekçesinde ise satış bedelinin önalım hakkını kullanılmasının engellenmesi amacıyla yüksek gösterildiğini, aslında ayrı ayrı 10.000TL toplamda 20.000TL bedel ile davalı tarafından satın alındığını belirterek, belirtilen bedel üzerinden davacılar adına tescilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, 25.02.2013 tarihli beyanında davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek ve davacılar vekilinin duruşmada her bir satışın en az 10.000TL olduğuna dair beyanının davacıları bağlayacağı gözetilerek toplamda 26.361,77TL bedelin depo ettirilmesiyle bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.

Somut olayda; davacılar vekili 26.05.2013 tarihli ek beyan dilekçesi ile davalı tarafından önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davalı ise davanın açıldığı şartlarda davayı kabul etmiş olup, davacının iddia ettiği muvazaalı bedel yönünden davalının bir kabulü bulunmamaktadır. Bilirkişi heyeti 10.06.2014 havale tarihli raporlarında dava konusu 11069 ada 4 parseldeki hissenin 15.774TL, 13341 ada 374 parseldeki hissenin değerinin ise 8.505,75TL değerinde olduğunu saptamış, mahkemece raporda belirtilen bedel üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satan arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır.
Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payların tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nin 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.