YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8474
KARAR NO : 2018/7669
KARAR TARİHİ : 12.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2013 gününde; birleştirilen davada davacılar vekili tarafından davalı aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçeler ile asıl ve birleştirilen dosyada önalım hakkından kaynaklanan … iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen 10.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle … iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili, dava konusu 8209 ada 1 sayılı parselde müvekkilinin hissedar olduğunu, dava dışı …’nun 04/04/2012 tarihinde 23/317 payını davalıya sattığını, önalım hakkına dayanarak söz konusu hissenin … kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacılar vekili, müvekkillerinin 8209 ada 1 sayılı parselde paydaş olduklarını, asıl davaya konu olan ve 04/04/2012 tarihinde satışı yapılan 23/317 pay bakımından önalım hakkına dayalı … iptal ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl ve birleştirilen davalar yönünden davaların ayrı ayrı kabullerine karar verilmiştir.
Hükmü davacı … vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda; asıl ve birleştirilen davada yer alan tüm davacıların 8209 ada 1 sayılı parselde paydaş oldukları ve bu itibarla önalım haklarının bulunduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır. Aynı paya ilişkin açılan önalım davalarında iptal edilen payın davacılar adına eşit oranda tescil edilmesi ve satış bedelinin taraflardan eşit oranda alınarak depo ettirilmesi gerekir.
Mahkemece, hüküm sonucunda dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın … kayıtlarının iptali ile payları oranında davacı … ve birleştirilen dava davacıları …, … ve … adlarına tesciline karar verilmiş ise de, hükümde iptal edilen pay ile davacılar adına tescil edilen payların miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda iptal edilen ve tesciline karar verilen payların hüküm sonucunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve satış bedelinin tamamının tüm taraflarca eşit şekilde depo ettirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
Kabule göre de, iptal edilen paylar davacılara eşit oranda tescil edileceğinden, payları oranında tescil kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.