Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/8306 E. 2019/1429 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8306
KARAR NO : 2019/1429
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın HMK 114/1-d maddesi gereğince reddine dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 19.02.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 1/96 hissesinin bulunduğu 1036 parsel sayılı taşınmazda, davalının dava dışı …’ndan 41/144 hisseyi 04.06.2013 tarihinde 50.000,00TL’ye satın aldığını, noterden bildirimin yapılmadığını, davacının bu durumu 11.05.2015’te öğrendiğini belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının taşınmazda 11.05.2015’te hissedar olduğunu, davalının ise hissesini 04.06.2013’te aldığını, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığından bahisle reddedilmesi gerektiğini, işin esasına girilecekse de taşınmazın satış tarihinden sonra değerlendiğinden dolayı yeniden belirlenecek bedel üzerinden depo kararı verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davacının davalıya satış yapıldığı tarihte malik olmadığı gerekçesiyle davanın HMK 114/1-d maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
TMK’nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olayda dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/227- 649 E. K. Sayılı ilamıyla davacının 13.03.1978’de vefat eden muris …’ın mirasçısı olduğuna karar verildiği, muris …’ın dava konusu taşınmazda 28.09.1956’dan beri 9/144 oranında hissedar olduğu, murisin payının 11.05.2015’te intikal gördüğü anlaşılmaktadır. Davacı intikal yaptırmasa da murisin öldüğü günden beri murise ait 9/144 hissede diğer mirasçılarla birlikte elbirliği mülkiyetine sahiptir. Yukarıda açıklanan şartların sağlanması halinde elbirliği mülkiyetine konu pay sahipleri de, bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescili davası açabilirler. Kaldı ki, murisin hissesi 11.05.2015’te intikal görmüş ve davacının 1/96 oranında müstakil hissesi oluşmuştur. Davacının taşınmazdaki hissedarlığı intikal tarihine değil murisin ölüm tarihi olan 13.03.1978’e dayandığından, dava ehliyeti vardır. Mahkemece, davacı aktif dava ehliyeti bulunduğundan işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.