YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7497
KARAR NO : 2018/7706
KARAR TARİHİ : 13.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.03.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatma nedeniyle tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırı elatma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 290, 291, 292 ve 293 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu taşınmazların sınırına davalı tarafından 2 metreden fazla derinliği olan kanal yapılması nedeniyle müvekkiline ait taşınmazların taban suyunun kaydığını, müvekkilinin ürün kaybı yaşadığını ve taşınmazların kuru tarla vasfına dönüştüğünü belirterek, müvekkilinin ürün kaybının tutarıyla, taşınmazların kuru tarla vasfına dönüşmesi nedeniyle değer kayıplarının belirlenmesini ve faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kanalın … Sulama Birliğine devredildiğini ve sorumluluğun adı geçen sulama birliğine ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ve 23.937.50-TL maddi tazminatın 31.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Ziraat bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan 03.08.2015 tarihli raporda, dava konusu taşınmazların sınırında inşa edilen su yapısı ile dere ıslah çalışmalarının, taban suyu rejimine olumsuz etkileri olduğunun tespit edilemediği bildirilmiştir.
Ayrıca, dava konusu kanalın ve dere ıslah çalışmalarının, plan ve proje kapsamında davalı Devlet Su İşleri idaresince yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporuna göre, dava konusu su kanalı ve dere ıslah çalışmalarının, davacıya ait taşınmazların taban suyunun çekilmesine neden olmadığı belirlenmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu nazara alınarak ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.