Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/7394 E. 2019/5868 K. 25.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7394
KARAR NO : 2019/5868
KARAR TARİHİ : 25.09.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27/04/2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 2622 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın öncelikle aynen taksim olmazsa, satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Davacı ayrıca 14.02. 2013 tarihli celsede, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan eve ilişkin muhtesatın aidiyeti davası açtığını belirterek bunun bekletici mesele yapılmasını istemiştir.
Davalı vekili, takdiri mahkemeye bıraktığını belirtmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesat mevcut olup, muhdesatın aidiyeti konusunda davacı tarafından açılan ve Rize 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/903E.; 2014/322K. sayılı mahkeme kararı ile “1.normal katının (son üst katının) davacı tarafından yaptırıldığının tespitine” dair kesinleşmiş mahkeme kararı dosya içerisine alındığı halde, mahkemece hükümde, taşınmazın toplam bedeli üzerinden, bedelin ne kadarının arza ne kadarının muhdesatlara isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle gösterilip bu oranlar doğrultusunda muhdesatlara isabet eden kısmın ayrı ayrı muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, satış bedelinin dağıtılmasında muhtesat oranlaması yapılmayarak hüküm kurulması hatalı olmakla, ayrıca malik sayısı ile yapıdaki muhtemel bağımsız bölüm sayıları itibariyle talep de bulunduğuna göre ortaklığın kat mülkiyeti kurulması suretiyle giderilip giderilemeyeceği hususunun da araştırılmaması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 25/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.