Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/7326 E. 2019/1709 K. 26.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7326
KARAR NO : 2019/1709
KARAR TARİHİ : 26.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 23.10.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tapu kaydındaki şerhin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Davacı, 119 ada 38 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın beyanlar hanesinde üç ayrı tarihli afete maruz bölge şerhi bulunduğunu ancak … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/25 Değişik İş sayılı tespit kararında taşınmazın heyelan bölgesinde olmadığının tespit edildiğini belirterek bu şerhlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın afete maruz bölge sınırları içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerinin yasalara uygun oluşması konularında görevli ve sorumludur.
Şerhin terkinine ilişkin davaların şerh lehtarına husumet yöneltilerek açılması gerekmektedir.
Somut olayın incelenmesinde;
1-Tespit dosyasında 21.10.2015 havale tarihli jeoloji bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, dava konusu parselin doğusunun dışbükey yamaç olduğu, incelenen alanı etkileyecek kayma, akma türü heyelan ve parsel içinde yer alan prefabrik yapılarda heyelana bağlı yarık ve çatlak oluşumu gözlemlenmediği belirtilmiştir. Mahkemece anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne; şerhlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu haliyle tesis edilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup mahkemece yerinde keşif yapılarak şerhin kaldırılması gerekip gerekmediğine ilişkin Yargıtay denetimine elverişli ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmak suretiyle sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekmektedir.
2-Öte yandan, Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı 15.07.2018 tarihinde yayımlanan 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İçişleri Bakanlığına bağlanmış olduğundan davalının husumet ehliyeti yoktur. Davanın İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi gerekmektedir.
Belirtilen bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.