Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/7143 E. 2019/2918 K. 01.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7143
KARAR NO : 2019/2918
KARAR TARİHİ : 01.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile haciz şerhlerinin terkini talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 12.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile hacizlerin fekki istemine ilişkindir.
Davacı, … 1. Noterliğinin 18.07.1997 tarih ve 11570 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalı …’ın dava konusu 2045, 2041, 437, 471, 582, 600, 997, 947, 1369, 1640, 789, 865, 864 (bu parsel kamulaştırma ile ifraz edilmiş 3100 ve 3101 parsel numaralarını almış, davalının 3100 parsel sayılı taşınmazda payı bulunmaktadır) ve 863 (bu parsel kamulaştırma ile ifraz edilmiş 3097, 3098 ve 3099 parsel numaralarını almış, davalının 3097 ve 3099 parsel sayılı taşınmazlarda payı bulunmaktadır) sayılı parsellerdeki payını satmayı vaat ettiğini, bedeli ödediğini, zilyetliğin kendisine devredildiğini ancak davalının edimini yerine getirmediğini, belirterek davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini ayrıca taşınmazların tapu kayıtları üzerine satış vaadi şerhi konulmasından sonra diğer davalılar lehine konulan haciz şerhlerinin de terkinini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmazlarda müvekkilinin 1/16 ve 1/48 oranında paylarının bulunduğunu, davacının zilyetliğinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalılar … vekili ve …, dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 31.12.1997 tarih ve 7730 yevmiye sayısı ile tapu kayıtlarına şerh edildiğini, 5 yıl sonra bu şerhin kendiliğinden ortadan kalkacağını, iyiniyetli 3. kişilere karşı şerhin ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 01.06.2012 tarihinde verilen karar ile davanın kabulüne; … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan ve davalı adına kayıtlı bulanan 1369 parselde 1/16 hissenin, 1640-2045-3097-3099-3100 parselde 1/16’şar hissenin, 437-471-582-600 parselde 1/48′ er hissenin, 789-865-947-parselde 1/16’şar hissenin, 997 parselde 1/48 hissenin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline; dava konusu taşınmazların tapu kaydına dahili davalılar tarafından … . 7. İcra Müdürlüğünün 2010/4367 Esas ve … İcra Müdürlüğünün 2008/1866 Esas sayılı dosyaları ile konulan hacizlerin fekkine dair verilen karar davalı … vekili ve dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.11.2012 tarihli 2012/11094 Esas, 2012/13119 Karar sayılı ilamı ile davalı … ve davalı …’nin 947, 997, 437, 471, 582 ve 600 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, 600 nolu parsel yönünden haciz şerhinin terkini ve diğer parsellerde tapu iptal ve tescil yönünden 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesinde 5578 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Dairemiz ilamına karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 22.03.2013 günlü ve 2013/2894-4312 Esas-Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu … İli, … İlçesi, … mahallesinde bulunan ve davalı adına kayıtlı olan 437, 471, 582, 600, 997 parseldeki 1/48’er hissenin, 947 parseldeki 1/16 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, dava konusu 437, 471, 582, 997 ve 947 parsellere dahili davalılar tarafından … 7.İcra Müdürlüğünün 2010/4367E. ve … İcra Müdürlüğünün 2008/1866 E. sayılı dosyaları ile konulan, dava konusu 600 parsel sayılı taşınmaza ise dahili davalı … tarafından … İcra Müdürlüğünün 2008/1866 E. sayılı dosyası ile konulan hacizlerin fekkine, davacı vekilinin dava konusu 600 parsel sayılı taşınmaza dahili davalı … lehine … 7. İcra Müdürlüğünün 2010/4367 E. sayılı dosyasıyla konulan haczin fekkine yönelik talebin ise reddine, dava konusu 2045, 2041, 1369, 1640, 789, 865, 3101, 3099 ve 3097 parsel sayılı taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bir hukuk kuralı yürürlüğe girdiği tarihten itibaren meydana gelen olay ve hukuki ilişkilere uygulanır. Bununla beraber, bazı hallerde yeni kanunun daha önce meydana gelmiş olay ve ilişkilere uygulanması ya da eski kanunun, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra etkisini devam ettirmesi mümkün olabilir. İşte bu noktada karşımıza, kanunların zaman bakımından uygulanması sorunu çıkmaktadır. Yeni Kanunun geçmişe yürümeyeceği yolundaki genel ilkenin önemli bir istisnasını kamu düzeni ve ahlaka aykırılık oluşturur. Kamu düzeninin söz konusu olduğu hallerde kazanılmış haktan söz edilemez ve yeni kanun, eski kanun zamanında başlamış ve devam eden hukuki ilişkilere de uygulanır.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Yukarıdaki açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, dava konusu … 1. Noterliğinin 18.07.1997 günlü ve 11570 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına 31.12.1997 ve 12.02.1998 tarihlerinde şerh edilmiş, dahili davalılar … ve … lehine olan hacizler ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinden sonra 08.02.2008, 09.02.2010, 08.03.2010, 22.03.2012 ve 15.03.2013 tarihlerinde tesis edilmiştir. Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 09.11.2012 tarihli 2012/11094 Esas, 2012/13119 Karar sayılı ilamı ile dava konusu olan davacının payının bulunduğu taşınmazlar ile arsa vasıflı taşınmazlar haricindeki taşınmazlar yönünden 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince araştırma yapılması için bozulmasına karar verilmiş, mahkemece dava konusu 437, 471, 582, 600, 997 ve 947 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil ile hacizlerin fekki istemli dava kabul edilmiş, diğer taşınmazlar yönünden reddedilmiş, 600 parsel sayılı taşınmazda Dairemiz bozmasına uyularak dahili davalı … lehine hacizlerin fekki isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 09.11.2012 tarihli 2012/11094 Esas, 2012/13119 Karar sayılı ilamı ile bozmanın yapıldığı tarihte 5403 sayılı yasaya göre tarım arazilerinin bölünmez bütünlüğü altındaki paylarında satışa engel durum mevcut iken 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Tapu kayıt maliki davalı … lehine kazanılmış hak oluştuğu düşünülemeyeceğinden, 600 parsel sayılı taşınmazda dahili davalı … lehine konulan hacizler hariç olmak üzere dava konusu tüm taşınmazlarda dahili davalılar lehine konulmuş hacizlerden arındırılmış şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.