Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/7059 E. 2019/1691 K. 26.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7059
KARAR NO : 2019/1691
KARAR TARİHİ : 26.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : … Büyükşehir Belediyesi vd.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.10.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.02.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, geçit hakkı kurulması talepli açılmıştır.
Davacı, … İli, … İlçesi, … Köyü 43 sayılı parsel maliki olduğunu yola geçişi olmadığını bildirerek geçit kurulmasını talep etmiştir.
Davalı …, 44 No’lu parselin maliki olup, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı … Belediyesi ise kendine ait parselden geçit verilmesinin uygun olmayacağını davanın usulden, mümkün olmazsa esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılmış, en uygun seçeneğin, Büyükşehir Belediyesine ait 3514 ada, 42 parsel sayılı taşınmazdan geçit olduğuna karar vererek buradan geçit hakkı kurulmuştur.
Hükmü Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
Davacıya ait taşınmazın geçit ihtiyacı içinde olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince, davacı taşınmazı yararına genel yola ulaşmak için en kısa ve ekonomik yerden, ayrıca aleyhine geçit kurulacak parseller bölünmeden geçit kurulması gerekir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
Celbedilen 3514 ada 42 parselin tapu kaydının tetkikinde; … Büyükşehir Belediye Başkanlığının malik olarak gözüktüğü, ancak “Milli Eğitim Bakanlığının muvafakatı alınmadan satılamaz” şerhinin olduğu, belediyeye tashihen devir yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla davacıya ait parsel lehine, bu parsel dışındaki seçeneklerin araştırılması ve uygun bir seçenekten hüküm kurulması için kararın bozulması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyorum.