Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/6233 E. 2019/535 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6233
KARAR NO : 2019/535
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, 23.02.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin babası … …’ün ailesinin babasından önce İran’dan Türkiye’ye göçtüklerini ve … olan soyisimlerini … olarak değiştirdiklerini, davacının babasının ise daha sonra Türkiye’ye göç etmesi nedeniyle nüfus kaydında babası … …’ün yer almadığı, davacının babası olan … …’ün muris … …’nin oğlu, bekar ve çocuksuz olan muris … …’nin ise kardeşi olduğu yine muris … …’ün ise müvekkilinin annesinin babası olduğu, tüm bu nedenlerle mirasbırakanlar … …, … … ve … …’ye ait mirasçılık belgelerinin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılık belgesi, bir şahsın mirasçı olduğunu gösteren ve kanıtlayan belgedir. Mirasçılık belgesi, mirasbırakan ile mirasçılar arasındaki kanuni veya ölüme bağlı tasarrufla oluşan miras bağını gösterir. Mirasçılık belgesinde gösterilen mirasçının, aksi sabit oluncaya kadar mirasçı olduğu kabul edilir. Mirasçılık belgesi ile tereke üzerinde tasarrufta bulunma hakkı elde edilmektedir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir. Mirasçılık belgesinin verilmesinde, hareketli nüfus kayıtları, mahkeme ilamları, tapu ve vergi kayıtları, iskan belgeleri, muhtarlık belgeleri, askerlik kayıtları, tanık ifadelerinden delil olarak yararlanılır.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması da mümkün bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı murisi olan babası … …’ün yine mirasçılık belgesinin verilmesini talep ettiği … …’nin oğlu, …’nin kardeşi olduğunu, soyisim değişikliği nedeniyle nüfusta gözükmediğini iddia etmiştir. Davacının babası … …, İran Devleti’nden göç etmesiyle 21.01.1952 tarihinde vatandaşlık kazanmıştır. Yine davacının mirasbırakanları olduğunu iddia ettiği … … ve …’nin nüfusa tescil tarihlerinin 26.04.1936 olduğu, Nüfus Müdürlüğünün mirasbırakanların İran’dan göç kayıtlarına ilişkin yazı cevabında ise anılan kişilerin 2003 yılında kayıt taşıdıkları gerekçesiyle eski kayıtlarına ulaşılmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Yine davacı tarafından dosyaya sunulan 1997 tarihli isim tesbiti konulu Emniyet yazısında … …, … (…) …, ve …’nin aynı şahıslar olduğu, adı geçen şahısların daha önce soyadının “…” olduğu, ancak mahkeme kararıyla soyadlarını “…” olarak değiştirdiklerinin bildirildiği, 319 ada 363 ve 318 ada 8 parsellerin hissedarlarının ise … oğlu … …, … kızı … ve … çocuğu … … olduğu görülmektedir.
Mahkemece, dosya içeriğine göre 319 ada 363 ve 318 ada 8 parsellerin tedavüllü tapu kayıtlarının getirtilerek hissedarlardan … oğlu … …, … kızı … ve … çocuğu … …’ün, davacının mirasbırakanları … …, … … ve … … ile aynı şahıslar olup olmadığının tespiti amacıyla araştırma yapılmamış olması, yine davacı tarafından ibraz edilen 1997 tarihli Emniyet yazısında murisler hakkında mahkeme kararı ile soyisim değişikliğinin olduğunun bildirildiği anlaşılmasına rağmen bahsi geçen mahkeme kararı hakkında bir araştırma yapılmamış olması, yine mirasbırakanlar … …, … … ve … …’nin İran Devleti’nden göç ettikleri iddiası karşısında, murislerin İran’daki nüfus kayıtlarının araştırılmamış olması doğru görülmemiştir. Öncelikle yukarıda açıklanan olgular ışığında araştırma yapılarak, varsa mevcut diğer mirasçılık belgelerinin de temin edilerek, gerekirse bu mirasçılık belgelerindeki mirasçıların davada taraf kılınması suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.