Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/6000 E. 2019/1058 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6000
KARAR NO : 2019/1058
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, davacının maliki olduğu 117 ada 138 parsel sayılı taşınmaz yararına, davalı köy tüzel kişiliğine ait 117 ada 141 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesisi talebine ilişkindir.
Davalı köy tüzel kişiliği, köye ait 141 parsel sayılı taşınmazdan geçit verilmesi halinde taşınmazın kullanılamaz hale geleceğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı köy tüzel kişiliği temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece davacıya ait 117 ada138 parsel sayılı taşınmaz maliki lehine, davalıya ait 117 ada 141 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, fen bilirkişinin 20.11.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen yerden 3 metre genişliğinde ve 37,08 m2 yüz ölçümlü bölümde geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Benimsenen geçit güzergahı, davalı köy tüzel kişiliğine ait 141 parsel sayılı taşınmazı orta kısmından iki parçaya bölerek, bu parselin kullanma ve ekonomik bütünlüğünü bozduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda tespit edilen diğer güzergahların göz önünde bulundurularak, taşınmaz sınırlarından geçecek şekilde geçit hakkı verilmesi için diğer alternatiflerin düşünülerek en uygun yerden geçit tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; geçit hakkı parsel yararına kurulabilir. Hükümde davacı parsel maliki lehine geçit tesisine karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.