Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/5783 E. 2019/3936 K. 02.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5783
KARAR NO : 2019/3936
KARAR TARİHİ : 02.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.06.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, Çatalharman Köyü’nde kain 585, 485 ve 568 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkillerinin hissesinin bulunduğunu, dava dışı Niyazi Halisdemir’in hisselerini 13.01.2014 tarihinde 59.000,00TL bedelle davalıya satarak devrettiğini, satışın kendilerine haber verilmediğini, satışa konu pay yönünden müvekkillerinin önalım hakkının bulunduğunu beyanla, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı hissesinin müvekkiller adına eşit olarak tescil edilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazdaki hisselerin satışından davacıların haberdar olduğunu, bu hisseleri almak için traktör ve hayvanlarını sattığını, satış tarihi ile dava tarihi arasında uzun zaman geçtiğini, taşınmaz değerinin arttığını, mahkemece bu durumun nazara alınması gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 485 ve 568 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalıya hisse satış işlemi bulunmadığından bu parseller yönünden davanın usulden reddine; 585 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait 1/5 hisseye ait tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmişlerdir.
Hangi durumlarda tashih yapılabileceği, tashihin kapsamı ve ne şekilde yapılması gerektiği 6100 sayılı HMK’nin 304. maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasında “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir” denilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nin 305. maddesinde de hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bir başka anlatımla hükmü değiştirici nitelikte ve taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar değiştirilerek genişletilemez ve sınırlanamaz (HMK m. 305/2).
Somut olaya gelince; davacılar vekilinin bila tarihli başvurusu üzerine 15.03.2016 tarihli düzeltme şerhi ile “hüküm 3. bendinde sehven diğer davacının kimlik bilgilerinin yer almadığı anlaşılmakla; hükmün 3. bendinin, dava konusu edilen …. ilçesi Çatalharman Köyü’nde bulunan 585 parsel sayılı taşınmaz kapsamında davalının 13/01/2014 tarihli satış işlemi kapsamında 1/5 oranında hisse sahibi olduğu anlaşılmakla bu kapsamda depo edilen 60.180,00TL önalım hakkı bedelinin davalıya ödenmesi ile bu taşınmazın davalı adına olan hissesinin iptali ile davacılar İbrahim kızı … ve… oğlu … adına eşit oranda tapuya tesciline” şeklinde düzeltilmiştir” kararı verilerek gerekçeli kararın hüküm fıkrası değiştirilmiştir.
Hüküm fıkrasında davacılardan …’in isminin yer almaması maddi hata niteliğinde olmayıp, yapılan bu yanlışlığın hükmün tashihi (HMK m. 304) yoluyla giderilmesi mümkün değildir. Hükmün tavzihi (HMK m. 305) yoluyla da taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu hususlar ancak temyiz konusu yapılabileceğinden, mahkemece davacı vekilinin hüküm fıkrasına yönelik düzeltme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulü ile tashih şerhi verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle mahkemece verilen 15.03.2016 tarihli tashih kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde davacı …’in de önalım talebi bulunduğundan, bu taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.