Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/5653 E. 2019/911 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5653
KARAR NO : 2019/911
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.05.2013, 10..10.2014, 09.10.2014 ve 18.11.2013 gününde verilen dilekçeler ile asıl ve birleştirilen davalarda geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 05.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılar … ve … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.02.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Asıl ve birleştirilen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/614 Esas sayılı davada davacı … vekili, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz lehine davalı taşınmazlarda geçit hakkı tesis edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacının dayandığı taşınmaz, elbirliği mülkiyetine tâbi olup başkaca mirasçılar da bulunmaktadır.
Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 701-703. maddelerinde düzenlenen elbirliği mülkiyetinin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Elbirliği halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmeden önce, elbirliği ile mülkiyet 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 581. maddesinde düzenlenmişti. Ancak uygulamada karşılaşılan bazı güçlüklerin giderilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640. maddesine dördüncü fıkra eklenmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, mirasta terekenin tâbi olduğu elbirliği mülkiyetine yöneltilen en güçlü eleştiri, birlikte hareket etme zorunda olmaları nedeniyle mirasçıların bireysel olarak terekedeki hakların korunması amacıyla hareket edememeleriydi. Maddeye eklenen dördüncü fıkra, bu eksikliği giderme amacına yönelik olarak getirilmiştir.(HGK  20.03.2013 tarih 2012/8-861 Esas 2013/391 Karar)
Uygulamada bir ortağın tek başına dava açması halinde davanın tereke adına açılması gerekçesiyle dava, doğrudan reddedilmemekte usul ekonomisi dikkate alınarak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiş ve taraf teşkili bu şekilde sağlandığında 11.l0.1982 tarih 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın da tereke adına açıldığı kabul edilmelidir.
TMK’nin 640/2 maddesi, “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” hükmünü içermektedir. Anılan maddeye göre mirasçılar terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarrufta bulunacaklardır. Davalı taşınmaza kaydi yük getirmesi yanında davacı tarafa da bedel ödeme yükü getiren geçit davasının açılması da bir tasarruf işlemi olduğundan mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Zorunlu dava arkadaşları da birlikte hareket etmek durumunda olduklarından, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tâbi bir taşınmaz lehine geçit hakkı tesisi istemini, iştirakçilerin birlikte ileri sürmeleri gerekir.(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 15.02.2006 tarih 2005/11681 Esas, 2006/1342 Karar sayılı ilamı) 
Somut olayda da asıl ve birleştirilen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/614 Esas sayılı davasında, taraf teşkili sağlanmadan verilen hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyoruz.