Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/5447 E. 2019/592 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5447
KARAR NO : 2019/592
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ : Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ipoteğin kaldırılması ve icranın dururulması taleplerine ilişkindir.
Davacılar, babaları F.. Y..’a vekaletname vererek 231 ada 81 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı lehine 250.000,00 TL değerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteğin sebebini teşkil eden 250.000,00 TL’lik alacağın hiç olmadığını, babalarının geçmişte beyin kanaması geçirmesi sebebiyle kandırılmaya müsait olduğunu, yolsuz ve geçersiz olan ipotek kaydının iptali ile bu kayda dayanılarak yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin durudurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 858.maddesi hükmü “taşınmaz rehni, tescilin terkini veya taşınmazın yok olmasıyla sona erer. Kamulaştırmaya ilişkin kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir. Yasanın bu hükmüne göre taşınmaz rehnini sona erdiren nedenler; tescilin terkini (çizimi), taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırılmasıdır. Ancak, uygulamada taşınmaz rehnini sonlandıran başka nedenlerin varlığı da kabul edilmektedir. TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 250.000,00 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir.
Davacıların babaları F.. Y..’a verdikleri vekaletnamenin 21.02.2007 tarihli; ipotek akdinin ise 17.10.2007 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Vekaletnamenin verildiği tarihle ipotek akdi tarihi arasında 8 aylık süre olup vekil F.. Y..’a 04.06.2009 tarihinde yönetim kayyımı atanmıştır. Bu davalarda zamanaşımı süresi işlemesi mümkün değildir.
Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının anapara dışında isteyebileceği gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek görülürse bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde ilgililere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.