Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/5446 E. 2019/590 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5446
KARAR NO : 2019/590
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.08.2014 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumetten reddine dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile 17.06.2003 tarihinde 1018 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin gereğinin davalı tarafından yerine getirilmediğini belirterek öncelikle adı geçen taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini, uygun görülmezse taşınmazın dava tarihindeki değerini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı yönünden, olmadığı takdirde pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olaya gelince; davacı öncelikle 1018 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde adı geçen taşınmazın dava tarihindeki değerini talep etmiştir. Mahkemece tapu kaydının tetkikinden davalının payının bir kısmını Cenan Çırpan’a geri kalanını ise Nihat Turgut’a davanın açılmasından önce devretmiş olması gerekçe gösterilerek tapu iptali ve tescil olanağının kalmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacının ikinci kademedeki talebinin hiç değerlendirilmemesi doğru değildir.
O halde mahkemece, mahallinde alanında uzman bilirkişilerle keşif yapılarak 1018 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi olan 07.08.2014 tarihi itibariyle gerçek değeri tespit edilerek, tespit edilen bedel üzerinden eksik kalan nispi harç tamamlanmak üzere davacıya süre verilmesi, eksik nispi harcın tamamlanması halinde tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.