Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/5256 E. 2019/420 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5256
KARAR NO : 2019/420
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 541 parsel sayılı taşınmaz lehine, 543 ve 544 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının geçit hakkı talep ettiği yerin tescil harici bırakılmış ve tapu kaydı bulunmayan … yatağı içerisinde kalan alan olduğu anlaşıldığından geçit hakkı tesisinin hukuken mümkün bulunmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olaya gelince, mahkemece keşif yapılmadan dosya arasında bulunan kroki esas alınarak davacı parselinin güneyinde davacı tarafından geçit hakkı kurulması istenen güzergahta bulunan … deresinin tescil harici bırakılan alanlardan olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Halbuki dosyada bulunan krokiye göre davacının geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu sabittir.
Geçit davalarının özelliği gereği başlangıçta davacı tarafından öngörülememesi nedeniyle başka güzergahlardan geçit hakkı kurulması gerekirse davacıya başka bir yerden geçit isteyip istemediği sorulmalıdır.
Bu nedenle öncelikle davacıya başka bir güzergahtan geçit isteyip istemediği sorulmalı, dosyada mevcut 08.05.2015 tarihli krokiye göre kuzeyde yer alan Bacalı yoluna çıkmak isteyip istemediğine dair talebi açıklattırılmalı ardından ilgili parsel malikine dava yöneltilerek keşif yapılmalı uygun güzergah tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenle mahkemece, yeniden keşif yapılarak açıklanan ilkeler ışığında alternatif güzergahların belirlenmesi, tespit edilen güzergahlara göre yeniden geçit bedelinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.