Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4834 E. 2019/257 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4834
KARAR NO : 2019/257
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 170 ve 171 parsel sayılı taşınmazlarının genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek; 170 parsel sayılı taşınmazı için davalılara ait 174 ve 192 parsel sayılı taşınmazlardan, 171 parsel sayılı taşınmazı için davalı …’ya ait 172 parsel sayılı taşınmazdan bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline ait taşınmazdan geçit hakkı kurulması halinde taşınmazın kullanılamaz hale geleceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … adına köy muhtarı, 174 parsel sayılı taşınmazın içerisinde okul olduğunu, bu parsel üzerinden geçit hakkı kurulması halinde bahçenin kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, 171 parsel sayılı taşınmaz lehine 172 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına, diğer davalı ve diğer taşınmazlar yönünden geçit hakkı isteminin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili ve davacı temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı kendisine ait 170 ve 171 no’lu parsellerin yola çıkışını sağlamak için geçit talep etmiş, mahkemece 170 parsel için istenilen geçit talebi reddedilmiştir.
Geçit talebi şahıslar lehine değil parseller lehine kurulan bir şahsi haktır.
Mahkemece lehine geçit hakkı kurulması istemi reddedilen 170 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre 171 parsel sayılı taşınmazdan 170 parsel sayılı taşınmaza rahatlıkla geçiş sağlanacağı belirtilmiş ise de paftaya göre iki taşınmaz arasında bulunan arktan geçişin nasıl sağlanacağı hususu raporda açıklanmamıştır. Bu durumda mahkemece yeniden keşif yapılarak taşınmazlar arasındaki arktan geçişin nasıl sağlanacağının açıklığa kavuşturulması, geçiş teknik olarak mümkün ise davacıya ait her bir parselin kesintisiz yola çıkışının sağlanması için 170 parsel sayılı taşınmaz lehine akdi irtifak kurulmasının temin edilmesi, arktan geçiş teknik olarak mümkün değil ise başka alternatifler değerlendirilerek 170 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulması gerekmektedir.
Öte yandan davalı … vekili temyiz dilekçesinde davacının 166 parsel sayılı taşınmazda miras payı olduğunu, 168 parsel sayılı taşınmaz malikinin kendi parselinden geçit kurulmasına rızası olduğunu belirtmiştir. Mahkemece bu taşınmazların tapu kayıtları getirtilerek davacının hissedar olduğu anlaşılır ise 171 parsel sayılı taşınmaz lehine bu taşınmazdan geçecek güzergahın da değerlendirilmesi, davacı hissedar değil ise yazılı şekilde 172 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin ve davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.