Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4829 E. 2019/224 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4829
KARAR NO : 2019/224
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.07.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması, karşı davada elatmanın önlenmesi, ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 14.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl dava, geçit hakkı kurulması, karşı dava elatmanın önlenmesi, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı vekili, 379 ada 5 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili, davacı-karşı davalının, tüm uyarılarına rağmen taşınmazını yol haline getirdiğini, gelip geçerken meyve ağaçlarına zarar verdiğini ileri sürerek karşı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; usul ve esasa aykırı olan geçit hakkı kurulması davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın davalı-karşı davacı … yönünden kabulü ile 379 ada 5 parsel sayılı taşınmaz lehine 379 ada 10 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş; karşı dava ise reddedilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Diğer taraftan, bu tür davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir.
Somut olaya gelince, komşu taşınmazlardan 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 18.520 m2 olup, aleyhine geçit kurulan 10 parsel sayılı taşınmaz 6.990 m2 yüzölçümündedir. 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bir takım meyve ağaçlarının bulunması bu taşınmazdan geçit verilmemesi için tek başına yeterli bir neden değildir. Kaldı ki yaş itibariyle sökülüp dikilebilir durumda olan ağaçlar vardır.Bu tür davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmesi gerektiğinden, fen bilirkişisinin hükme esas alınan krokili raporunda 3 parsel sayılı taşınmazda B harfi ile ve mavi renkle gösterilen yerden geçit hakkı kurulabileceği hususu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.