Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4767 E. 2019/346 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4767
KARAR NO : 2019/346
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalı … yönünden reddine; davalı … Yapı San. Tic. Ve Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne dair verilen 30.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan yüklenici ile arsa sahibi arasında … İli, … İlçesi, 1566 ada 4 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 03.07.200 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yükleniciye verilmesi gereken A-1 blok 5 numaralı bağımsız bölümün satışıyla ilgili olarak müvekkili davacı ile davalı yüklenici arasında 14.12.2010 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi yapıldığını, yüklenicinin arsa malikine karşı olan edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil, ikinci kademede dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerini veya satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereği belirlenecek değerinin tazminini talep etmiştir.
Davalı arsa sahibi … kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu ve yüklenicinin edimini yerine getirmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddine ikinci kademede tazminat talebinin davalı yüklenici yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici; yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunduğundan, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur.
Öte yandan, HSYK Genel Kurulunun 19/03/2014 tarih ve 129 sayılı kararı ile … Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı … Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi ile aynı olarak belirlenmiştir. Buna göre; …, …, …, … ilçelerinin … Tüketici Mahkemelerinin yetki alanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz … İlçesinde bulunduğundan ve dava 14.04.2014 tarihinde açıldığından bu tarihte HSYK Genel Kurulunun 19.03.2014 tarih ve 129 sayılı kararı yürürlükte bulunduğundan davaya bakmaya yetkili mahkemenin … Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece kamu düzeninden olan görev ve yetki hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.