Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4518 E. 2019/313 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4518
KARAR NO : 2019/313
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.04.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 1049 ada 12 sayılı parsel maliki olduğunu, davalıların da aynı yer 2 sayılı parselde bulunan komşu villanın sahipleri olduğunu, davalıların bahçesinde bulunan ağaçların müvekkilin bütün manzarasını kapattığını, müvekkiline zarar veren ve manzarasını kapatan söz konusu ağaçların budanma, kesilme veya başka yere nakledilmesi yöntemi ile müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 1049 ada 11 ve 12 no’lu parselde bulunan her iki adet villanın önünde bulunan ve davalılara ait 1049 ada 2 no’lu parselde bulunan villaların arkasında ve davacının deniz manzarasını kapatacak şekilde, bilirkişi raporunda konumları, yükseklikleri ve cinsleri belirtildiği gibi krokide 1, 2, 3 ve 4 numaralı ağaçlar olarak gösterilen 4 adet selvi cinsi ağaçların aradaki duvarın üst noktası hizasından itibaren kesilmesi suretiyle müdahalenin önlenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683’teki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Bir davada hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Bu talebin azına karar verilebilmesine rağmen daha fazlasına veya talepten başka bir şeye karar verilemez. Nitekim, “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı HMK’nin 26. maddesinde; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talepleriyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı vekili dava dilekçesinde, davalılara ait 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan ağaçların büyümesiyle davacıya ait 1049 ada 12 parsel sayılı taşınmazın deniz manzarasının kapatıldığı gerekçesiyle komşuluk hukukuna dayanarak müdahalenin önlenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan kurala uymayan bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar verilip, dava konusu 1049 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte dava konusu edilmeyen 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında da hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.