Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4504 E. 2019/413 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4504
KARAR NO : 2019/413
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, TMK’nin 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 725 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait taşınmazlardan geçit kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 725 parsel lehine 12.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda 1. alternatif olarak belirtilen güzergahtan 724 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … ve davalı DSİ idaresi vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
TMK’nin 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedene, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacıya ait taşınmazın yol ihtiyacı içinde olduğu ne var ki davalı adına kayıtlı 724 parsel sayılı taşınmazdan geçen yola ulaşımı engelleyen su kanalı bulunduğu ancak fen bilirkişi raporunda yola bağlantı sağlayacak seçenekler belirtilirken DSİ onayı olmadığı halde kanal üzerinden köprü yapılması gerektiğinin bildirildiği görülmektedir.
DSİ’ye ait kanal üzerinden bu şekilde geçit hakkı tesisi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerin katılımı ile yeniden keşif yapılarak davacının maliki olduğu 725 parsel sayılı taşınmaz için kanaldan geçmeyen başka geçiş seçenekleri araştırılmalı, aleyhine geçit kurulabilecek taşınmaz malikleri davada taraf olmalı, güncel değer tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.