Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4298 E. 2019/1025 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4298
KARAR NO : 2019/1025
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı …, … ve … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili 1005 ada 39, 1122 ada 42 ve 43, 1133 ada 31, 1135 ada 27, 28 ve 29, 1139 ada 48, 1141 ada 2, 1146 ada 6, 1153 ada 3 ve 5, 1158 ada 3 ve 6, 1177 ada 43, 1211 ada 5,7,9 ve 21, 1212 ada 60 ile 1232 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan …, … ve … vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2)Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; mahkemece 04.11.2015 tarihli “…sadece 1005 ada 29 parsel yönünden temyiz edilmiş olduğundan, işbu ilamın 1005 ada 29 parsel haricindeki dava konusu gayrimenkuller yönünden 08.09.2015 tarihinde kesinleştiği tasdik olunur ” şeklinde kesinleşme şerhinde parsel numarası “39” olarak yazılması gerekirken sehven “29” olarak yazılmıştır.
Mahkemece verilen kesinleşme şerhi 1122 ada 42 ve 43, 1133 ada 31, 1135 ada 27, 28 ve 29, 1139 ada 48, 1153 ada 3 ve 5, 1158 ada 3 ve 6, 1177 ada 43, 1211 ada 5,7,9 ve 21, 1212 ada 60 ile 1232 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden doğru olup, bu taşınmazlar yönünden hüküm temyiz de edilmemiştir.
1141 ada 2, 1146 ada 6 ve temyiz edilen 1005 ada 39 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının tetkikinde tapu kayıt maliki olan … ve …’un davaya dahil edilmediği, taraf teşkilinin sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda 1141 ada 2 ve 1146 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kesinleşme şerhinin kaldırılmasına, bu taşınmazlar ve temyiz edilen 1005 ada 39 parsel sayılı taşınmazda yukarıda adı geçen tapu kayıt malikleri sağ ise kendilerinin, ölü ise ibraz edilecek mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, taraf teşkili kamu düzeninden olduğundan hükmün bu nedenle bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 07.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.