Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4271 E. 2019/646 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4271
KARAR NO : 2019/646
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ : 12. Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı C.. D.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili,…Mahallesi, 30104 ada, 38 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalılardan C.. D.. vekili, yargılamanın 10.03.2015 tarihli celsesinde davaya bir diyeceklerinin olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı C.. D.. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…..) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, davaya konu taşınmaz niteliğinin tapu kaydında iki katlı kargir ev ve arsa olarak tescil edildiği, taşınmaz üzerinde bulunan binanın davalılardan C.. D..’ya ait olduğu yönünde tapu kaydında muhdesat şerhi bulunduğu anlaşılmıştır. Keşif sonrası tanzim edilen 09.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; arsa değerinin 71.500,00TL, bina değerinin 60.830,00TL, davalı C.. D..’nun 313200/1544400 payına karşılık gelen arsa değerinin ise 14.500,00TL olarak tespit ediliği anlaşılmıştır. Muhdesat değeri hesaplanırken arsa (71.500,00TL) ve muhdesatın (60.830,00TL) değerleri toplanarak taşınmazın tüm değeri (132.330,00TL) bulunduktan sonra, bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%) oran kurulmak suretiyle (60.830TLx100 /132.330TL= % 45,968) belirlenmesi gerekirken; muhdesat değerine (60.830,00TL), davalı C.. D..’nun arsa payına karşılık gelen değerin (14.500,00TL) ilave edilerek, arsa ve muhdesat değeri toplamına oranlanarak ((60.830,00TL+14.500,00TL) x 100/132.330,00TL=) % 56,926 sonucuna ulaşılması doğru görülmemiştir. Ayrıca taşınmazın satışından elde edilecek bedelin muhdesat oranı doğrultusunda, öncelikle muhdesat sahibi davalıya ödenmesi, kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılmasınına karar verilmesi gerekmektedir. Değinilen yönler gözetilmeden, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu nazara alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 22.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.