Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/4165 E. 2019/81 K. 08.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4165
KARAR NO : 2019/81
KARAR TARİHİ : 08.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.03.2009 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Davacı vekili, 20.09.2008 tarihinde vefat eden muris …’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Akbank A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, murisin borcu sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak üzere … 1. İcra Dairesi’nin 2008/2228 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi, … 1. İcra Dairesi’nin 2008/2232 sayılı dosyasında ise ilamsız icra takibinin yapıldığını, mirası reddin süresi içerisinde yapılmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, mahkemece dava şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, murisin ortağı olduğu 1028875.81 sicil sayılı dosyada işlem göre … Mağazaları Teks. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. …-…’ın süresinde ödenmeyen prim borçları sebebiyle takip yapıldığını, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk dairesi’nin 20.06.2014 tarihl, 2014/4456-13087 E K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden; davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, TMK’nin 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuşsa da gereği yerine getirlmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Dosya içeriğinden SGK’ya olan borcun, murisin şahsi borcu değil, ortağı olduğu 1028875.81 sicil sayılı dosyada işlem göre … … Mağazaları Teks. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin süresinde ödenmeyen prim borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin ölüm tarihi itibariyle şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Mahkemece terekenin pasifi tespit edilirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, murisin ortağı olduğu … Mağazaları Teks. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin süresinde ödenmeyen prim borcundan dolayı sorumululuğunun yukarıda esasları belirtilen şekilde belirlenmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmalı, davalı Akbank A.Ş.’den alacağı temlik eden davalı … A.Ş.’ye murisin ölüm tarihi itibariye borçlu olduğu miktar tespit edilmelidir. Murisin şirketteki hisselerinin akıbeti araştırılarak mirasçıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarda bulunup bulunmadıkları belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca, davacının Av. …’a verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.