YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3827
KARAR NO : 2018/9310
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.07.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan … ve …’dan olan alacağını tahsil etmek amacıyla, … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9057 Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/658-659, Esas-Karar sayılı kararı ile gerekli yetkinin alındığını, borçluların murisi adına kayıtlı 1279, 6085, 7731, 8864 ve 10107 parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …, … köyündeki taşınmazın ifraz edilmesi gerektiğini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı … temyiz etmiştir.
5578 sayılı Kanun ile değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanun’un 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Somut olaya gelince; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre davalı borçlular … ve … dava konusu taşınmazlarda paylı malik durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle davacı alacaklı tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden davacı alacaklının İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır.
Mahkemece, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.