Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/3658 E. 2018/8628 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3658
KARAR NO : 2018/8628
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, 05.01.2012 tarihinde vefat eden … ‘nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, vergi dairesinin tüzel kişiliği olmadığından davanın husumetten reddinin gerektiğini, gerçek hasımın davanın … Bakanlığı olduğunu, davacıların üç ay içerisinde mirası reddetmediklerinden terekeyi kabullenmiş sayılacaklarından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK’nin 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.

Davacılardan … kendisine asaleten, …’e vesayeten bu davayı açmıştır. … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/762-966 E. K. sayılı kararıyla …’in kısıtlandığı, annesi …’in kendisine vasi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Vasinin hukuki yararı ile kısıtlının hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca kısıtlıya kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanması gerekir.
Kabule göre de, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Mahkemece murisin terekesi tespit edilirken araç ve banka araştırmalarında ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, murisin ölüm tarihi itibariye üzerine kayıtlı araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı, murisin ve kök muristen murise intikal eden vergi borçlarının ölüm tarihi itibariyle miktarı, kaynağı ve bundan dolayı davacıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarda bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca, davacıların Av. …’e verdikleri vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.