Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/3639 E. 2018/8962 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3639
KARAR NO : 2018/8962
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.05.2012 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalının düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendisine 7 adet taşınmaz satmış olduğunu, taşınmaz bedellerini ödeyerek taşınmazları fiilen teslim aldığını beyanla, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davaya konu taşınmazların maliki olmadığını, dava dışı … ’ın, … ’ye vekaleten düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazları kendisine satmayı vadettiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Somut olayda mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tapu kaydı ve tapuya tesciline dayanak oluşturan tapulama tespit tutanaklarında malik hanelerinin halen boş olduğu, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde satışı vadedilen taşınmazların dava tarihi itibariyle henüz davalı adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, dava şartı (pasif husumet) yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca görev kamu düzenine ilişkin olup, 114/c maddesinde dava şartları arasında sayılmıştır. Anılan Yasa’nın 115. Maddesi gereği mahkeme dava şartlarının varlığını yargılamanın her aşamasında re’sen araştırmak zorundadır.
3402 sayılı Kanun’un 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanun’un 26/son maddesi 1. cümlesinde; “Kadastro Mahkemesi’nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” hükümleri yer almaktadır. Davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarında malik haneleri, kadastro işlemi devam ettiği ve itirazlı oldukları gerekçesiyle boş bırakılmış ise de 3402 sayılı Kanun’un 27/1. maddesi uyarınca kadastro tutanağı düzenlenmekle genel mahkemenin görevi sona ereceğinden, mahkemece öncelikle davaya konu parsellerin kadastro mahkemesinde davaya konu olup olmadığının sorulması, itirazlı olduğunun tespiti halinde görevsizlik kararı vererek dava dosyasını re’sen görevli ve yetkili kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.