Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/3527 E. 2016/9047 K. 01.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3527
KARAR NO : 2016/9047
KARAR TARİHİ : 01.11.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R

Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı … ile davalı …’nin dava konusu İstanbul Şişli 1994 Ada 62 parsel sayılı taşınmazdan 86/615 payın satışı konusunda noterde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşmeye göre davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu dairenin bulunduğu taşınmaz üzerinde yüzlerce bina olduğunu, taşınmazın bir kısım maliklerinin paylarının kayıp olması, üzerinde ipotek bulunması sebebiyle hukuken sorunlu bir taşınmaz olduğunu, bu sebeple tapudan işlem yapılamadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, 1994 ada, 62 parselde davalı adına kayıtlı 86/615 payın iptali ile davacı … adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç
yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 17.06.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin konusu, 1994 ada 62 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada giriş kattaki bina girişine nazaran tam karşıda bulunan zemin daire ve bu daireye isabet eden arsa payıdır. 04.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda tapu devrinin gerçekleşebilmesi için, taşınmazın ifraz edilerek davalıya ait payın ayrılması ve projenin uygunluğunun belediyece onaylanarak kabul edilebilir olması ile kat irtifakının kurulmasının mümkün olabileceğinin belirtilmesi üzerine davacının kullanmış olduğu alanın hesaplanması için ek rapor düzenlettirilmiştir. 06.06.2015 tarihli ek raporda apartmanın imar dosyasının ilgili belediyeden istenmesi gerekeceği, kat irtifakı kurulması ve bağımsız bölümlerin arsa paylarının hesaplanması için apartmana ait tasdikli projeye ve bağımsız bölüm listelerine ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dava konusu dairenin arsa payı hesaplattırılmadan davalının taşınmazdaki hissesinin tamamı iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece apartmana ait tasdikli proje, bağımsız bölüm listeleri ile apartmanın imar dosyasının ilgili belediyeden getirttilip, yeniden keşif yapılarak, satış vaadi sözleşmesine konu olan 1994 ada 62 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada giriş kattaki bina girişine nazaran tam karşıda bulunan zemin daireye isabet eden arsa payının bilirkişilere hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.