Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/2622 E. 2018/8691 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2622
KARAR NO : 2018/8691
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.03.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, … İli, … İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan 2783 ada 76 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, parselinin yola bağlantısının bulunmadığını, davalıya ait taşınmazdan geçmek zorunda olduğunu beyanla, davalıya ait 75 parsel sayılı taşınmazdan kendi taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı, kendi taşınmazından davacı yararına geçit hakkı verilmesi halinde taşınmaz bütünlüğünün bozulacağını, ihtiyacın başka yerden karşılanabileceğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Mahkemece, davacının yararına geçit hakkı verilmesini talep ettiği … Sokak’ın davalının da hissedar olarak bulunduğu 75 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından bırakılan özel parsel yolu olduğu, bu yolların zeminde açık olmasına karşın parsel çapı içinde kalan parsel içi yollar olduğu, hukuken kamuya terk edilmediği; davacıya ait 76 parsel sayılı taşınmazın kuzey sınırında, imar uygulaması ile kamuya terk edilmiş imar yolunun zeminde açık olmadığı, bu yolun açılması halinde de kadastro yoluna bağlantısı olmadığından bu yolun hapis durumda olduğu; davacının en yakın kadastro yoluna çıkabilmesi için alternatif geçit hakkı güzergahlarının araştırılması sonucunda dava dışı 77 ve 78 parsel sayılı taşınmazlardan geçerek, davacının 76 parsel sayılı taşınmazına ulaşan ve yol olarak görünen güzergah üzerinde binaların bulunması sebebiyle güzergahın kullanılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının somut olayda geçit ihtiyacı bulunduğu açıktır. 07.11.2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide, kırmızı renk ile gösterilen kadastral yolun çıkmaz yol olarak göründüğü ve genel yola bağlantısının bulunmadığı anlaşıldığından, taşınmazın civarını gösteren geniş pafta örneği getirtilerek, belirtilen yolun devamında genel yola bağlanacak şekilde geçit alternatiflerinin araştırılması; mümkün olmadığı takdirde başkaca alternatiflerin de araştırılmasından sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.