Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/2061 E. 2018/7910 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2061
KARAR NO : 2018/7910
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.05.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabülüne dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, mülkiyeti davacıya ait … İli, … İlçesi, 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığını belirterek, 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazdan belirlenecek bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, geçit hakkı istenen yerde zeytin ve değişik cinste meyve ağaçlarının bulunduğunu, geçit hakkı tesisinin davalılara ait taşınmazın yola olan cephesini daraltacağını, taşınmazda değer kaybı oluşturacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi 130 ada 2 No’lu parselden, davacı … ‘e ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi 130 ada 1 nolu parsel lehine bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15/12/2014 tarihli rapor içeriğine göre gösterilen yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle … alanlarında, nihayet bir … aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince; davacıya ait 1 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacının bulunduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır. Aleyhine geçit hakkı tesis edilen 2 parsel numaralı taşınmazın geçit tesis edilen 431,38 metrekarelik kısmında değişik yaşlarda 24 adet zeytin ağacının bulunduğu tespit edilmiştir. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 28.02.1995 tarih ve 4086 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik 20. maddesinin 2. fıkrasında “zeytincilik sahalarının daraltılamayacağı, bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesinin … ve … Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabi olduğu, bu iznin verilmesinde … ve … Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşünün alınacağı, bu halde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağaçlarının kesilemeyeceği ve sökülemeyeceği” belirtilmiştir. Dosyada mevcut … Kaymakamlığı Gıda … ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünün 16.03.2015 gün ve 1303 sayılı cevabında da 3573 sayılı Yasanın 20/2. maddesi idari görüş olarak mahkemeye bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, 2 parsel sayılı taşınmazın güneyinde yer alan 3 parsel sayılı taşınmazın … kaydı temin edilerak mahallinde yeniden keşif yapılmalı, 3 parsel sayılı taşınmazdan genel yola çıkışın mümkün olup olmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.