Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/18219 E. 2018/9009 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18219
KARAR NO : 2018/9009
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.04.1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mülkiyeti kendilerine ait bulunan eski 690 No’lu kadastral parselin tamamının imar uygulaması sonucunda 4740 No’lu parselde belediye hizmet alanı olarak ayrılarak tapuda davalı … adına tescil edildiğini, imar planının iptali isteği ile idare mahkemesine başvurduklarını ileri sürüp 4740 No’lu parselin tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı …, davacıların imar uygulamasının idare mahkemesinde iptal ettirmeden böyle bir dava açma hakları bulunmadığı, yargılamanın adli yargı mahkemelerinin görevi dışında olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, dahili davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 690 parsele ilişkin imar uygulaması işleminin iptal edildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 18.11.2009 tarihli ve 2009/9569 Esas, 2009/12073 Karar sayılı ilamı ile “ … Hemen belirtilmelidir ki, davalılar adına oluşan sicilin dayanağını teşkil eden şuyulandırma işlemi iptal edildiğine göre sicil illetten (hukuki sebepten) mücerret (yoksun) hale gelerek tescil işlemi Türk Medeni Kunununun 1025. maddesi gereğince yolsuz tescil niteliği almıştır. Böylesi bir durumda eski kadastral parselin mülkiyet ve geometrik durumuna dönüştürülmesi kararı verileceği tartışmasızdır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair kurulan karar kural olarak doğru ise de hukuken dayanağı kalmayan imar parseli üzerinden karar verilmiş olması isabetsizdir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalıların temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.05.2013 tarihli ve 2013/1970 Esas, 2013/7237 Karar sayılı ilamı ile “ … Öte yandan, … Tapu Müdürlüğünün 17.01.2013 tarihli yazısı ile, dava konusu alanda oluşturulan 386 ada 1, 2; 387 ada 1 ve 389 ada 1 parsel sayılı taşınmazların İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.03.2010 tarih, 2009/626 Esas, 2010/278 Karar sayılı iptal kararı uyarınca 07.11.2012 tarihinde imarın iptal edilerek taşınmaz sayfalarının kapatıldığı, geri dönüşüm doğrultusunda tekrar taşınmaz tescillerinin yapıldığının bildirildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde uygulama yapılarak davacılar lehine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.1990 tarih, 1987/39 Esas, 1990/245 Karar sayılı tescil ilamına konu olan kadastral 690 parsel sayılı taşınmazın geri dönüşümünün sağlanıp sağlanmadığı, eski geometrik ve mülkiyet durumuna dönülüp dönülmediği hususlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bilirkişiden denetime elverişli uygulamayı gösterir rapor alınması, dolayısıyla davanın konusuz kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, kamusal bir uygulama olan ve kişilerin iradesi dışında gerçekleştirilen imar işlemine karşı açılan davalarda kabul kararı verilmesi halinde, imar parsel maliklerine harç, yargılama masrafı ve avukatlık ücreti yüklenemeyeceği halde dahili davalı … Hazinesinin anılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da isabetsizdir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili ile dahili davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere, mahkemenin bozma kararına uymasıyla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış bir hak doğar. Yani; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluştuğundan, bu mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı olması usule uygun sayılmaz. Mahkemenin bozma kararına uyması ile oluşan, bozma uyarınca işlem yapma ve hüküm verme durumu, yanlardan birisi lehine, diğeri aleyhine hüküm kurma sonucunu doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir. Bu kurum usul yasasının dayandığı ana esaslardan olduğu gibi, kamu düzeni ile ilgili bulunması nedeniyle de re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış; ancak, kadastral 690 parsel sayılı taşınmazın geri dönüşümünün sağlanıp sağlanmadığı, eski geometrik ve mülkiyet durumuna dönülüp dönülmediği hususlarında bilirkişiden denetime elverişli uygulamayı gösterir rapor alınmamıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre gerekleri yerine getirilmeli, bilirkişiden ek rapor alınarak, gerekli görüldüğü takdirde uzman bilirkişilerle yeniden keşif yapılarak davacılar lehine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.1990 tarih, 1987/39 Esas, 1990/245 Karar sayılı tescil ilamına konu olan kadastral 690 parsel sayılı taşınmazın geri dönüşümünün sağlanıp sağlanmadığı, eski geometrik ve mülkiyet durumuna dönülüp dönülmediği hususlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bilirkişiden denetime elverişli uygulamayı gösterir rapor alınması, dolayısıyla davanın konusuz kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, kamusal bir uygulama olan ve kişilerin iradesi dışında gerçekleştirilen imar işlemine karşı açılan davalarda kabul kararı verilmesi halinde, imar parsel maliklerine harç, yargılama masrafı ve avukatlık ücreti yüklenemeyeceği halde dahili davalı … Hazinesinin anılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.