Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/18025 E. 2020/5521 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18025
KARAR NO : 2020/5521
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17/06/2014 gününde verilen dilekçe ile yasal önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davaya konu 5090 ada 5 parsel sayılı taşınmazda 123/403 payın sahibinin müvekkilinin muris babası… olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin miras hakkının bulunduğunu, önceki malik tarafından davalı …’a 146/403 payın 10.01.2014 tarihinde satıldığını, müvekkiline resmi bildirim yapılmadığını, önceden aynı payın çok defa satıldığını, bu satışların önalım hakkını engellemek için yapıldığını, ilk satışın 24.02.2012 tarihinde yapıldığını, satışa karşı 01.10.2013 tarihinde Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/494 Esas sayılı dava dosyası ile önalım hakkının ileri sürüldüğünü, o davada tedbir kararı verilmesine rağmen satışın yapıldığını, bu nedenle pasif husumet nedeniyle davanın reddedildiğini, bundan sonra iki kez daha satışın yapıldığını, eldeki davanın son satışa ilişkin olduğunu belirterek; taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, önalım hakkını önleme maksatlı satışta muvazaa iddiasının tespitini ve davalı … adına kayıtlı tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu taşınmazın satış bedelinin 265.000,00TL olduğunu, ancak dava değerinin 10.000,00TL olarak gösterildiğini, harcın tamamlattırılması gerektiğini, ayrıca önalım hakkının miras payının ilk satış tarihinden itibaren en geç 2 yıl içinde sürülmesi gerektiğini ve eldeki davanın 17.06.2014 tarihinde açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.
Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince, davaya konu … Mahallesi’nde kain 5090 ada 5 parsel sayılı taşınmazın UYAP’ta yer alan TAKBİS sistemi üzerinden alınan tapu kaydında paydaşlarının , …, … ve … olduğu görülmekte olup davacı … ve davalı …’a ait payın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu taşınmaza ait güncel tapu kaydı getirtilerek bu tapu kaydına göre davacının payının olup olmadığının tespiti ile payının bulunmaması halinde bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken farklı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.