Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/17703 E. 2020/6180 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17703
KARAR NO : 2020/6180
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekeden el çekilmesi ve davanın davalılar yönünden husumetten reddine dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı banka ile borçlu müteveffa … arasında imzalanmış olan kredi kartı sözleşmesine istinaden adı geçen borçluya 4912 0691 0340 1372 ve 5400 6350 0043 4496 numaralı kredi kartları tahsis edildiğini, tahsis edilen işbu kredi kartlarının borçlu tarafından kullanıldığını ancak kredi kartları harcamalarından kaynaklı borcun ödenmediğini, bu nedenle bankanın alacağının tahsili için … 18. İcra Müdürlüğünün 2014/11179 takip sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip sürecinde adı geçen borçlunun vefat ettiğinin anlaşıldığını, bankanın alacağının tahsilinin sağlanması için muris …’nun … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1160 Esas, 2014/1165 Karar sayılı veraset ilamında adı geçen mirasçılarına karşı takibe devam edildiğini, hal böyle iken mirasçılardan … tarafından … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/291 Esas sayılı dosyası ile açılan davada, murisin vefatını takiben 3 aylık yasal süre içerisinde … Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/03/2015 tarih, 2015/16 Esas, 2015/244 sayılı Kararı ile reddi miras yapmış olması sebebi ile takibin tarafına yöneltilemeyeceğini, bu nedenle takibin iptal edilmesi gerektiği nedeniyle dava açıldığı, yapılan yargılamada şikayetin kabulü ile … yönünden takibin iptaline karar verildiğini, öte yandan diğer mirasçı …’ın … Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/12/2014 tarih, 2014/1429 Esas, 2014/1647 Karar sayılı ilamı ile reddi miras yaptığını ve bu nedenle takibin iptali gerektiği iddiaları ile … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/162 Esas sayılı dosyası ile açılan davada yine takibin iptaline karar verildiğini, böylece bankanın alacağının adı geçen borçlunun mirasçılarına karşı takibe devam etmek sureti ile tahsili imkanının kalmadığını belirterek adı geçen muristen kalan tüm malların tespit edilerek, terekenin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, murislerinden kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini, davalı olarak gösterilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hasımsız olarak açılması gerektiğini belirterek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar yönünden davanın husumet yönünden reddine, müteveffanın herhangi bir mal varlığı tespit edilemediğinden tasfiye konusu da söz konusu olmadığından terekeden el çekilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, müteveffa …’nun terekesinin tasfiyesi davasıdır.
… 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1160 Esas, 2014/1165 Karar sayılı veraset kararı ile muris …’nun mirasçıları tespit edilmiş ve tespit edilen mirasçılar mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir.
TMK’nın 612. maddesi ”En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.” hükmünü, bu maddenin atıfta bulunduğu TMK’nın 636. maddesi “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre yapılır.” hükmünü, 10.08.2003 tarih ve 25195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 52. maddesi, “Resmi deftere göre terekenin mevcudunun borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanaati ile olağan usulle tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçları ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar. Bu tasfiye, İcra ve İflas Kanunu’nun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır.” hükmünü içermektedir.
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde “iflas idaresi” yerine “tasfiye memuru” ve “Ticaret Mahkemesi” yerine “Sulh Hukuk Mahkemesi” geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir.
Somut olayda; TMK 612. maddesi uyarınca …’nun vefatı sonucu mirasının tüm yasal mirasçıları tarafından ret edilmiş olduğuna göre mirasın reddi tespitini yapan 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda açıklandığı üzere iflas hükümleri uyarınca tasfiye edilmesi gerektiğinden işbu dosyadaki dava dilekçesi ilgili mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik talep olarak kabul edilerek dilekçenin ilgili mahkemeye gönderilmesi gerekirken terekeden el çekilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 14.10.20120 tarihinde oy birliği ile karar verildi