Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/17654 E. 2020/5732 K. 01.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17654
KARAR NO : 2020/5732
KARAR TARİHİ : 01.10.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14/11/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 7 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir.
Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; mahkemece her ne kadar dava konusu 7 adet taşınmazın satılarak ortaklığının giderilmesine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazlarda … kızı …’nun davada taraf olmadığı eksik taraf teşkili ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazlara ait tapu kayıtlarına göre, davada taraf olamayan hissedar … kızı …’nun davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu taşınmazlardan 140 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı beyanlar hanesinde “Taşınmaz üzerinde 2 katlı kargir ev …’a aittir” şerhi bulunması sebebi ile mahkemece anılan taşınmazın üzerindeki muhdesatın satış bedelinin oranlama yapılmaksızın davacı …’a ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Ortaklığın giderilmesine karar verilirken yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda oranlama yapmak suretiyle muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında tüm paydaşlara (ortaklara) dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken muhdesatın satış bedelinin davacı …’a ödenmesi doğru görülmemiş bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 01.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.