Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/17255 E. 2020/5980 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17255
KARAR NO : 2020/5980
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.01.2016 ve 12.02.2016 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen 15.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava tazminat isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili, davalıların 1 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini 17.02.2015 tarihli, 998 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesiyle vekilleri … aracılığıyla davacıya satmayı vaad ve taahhüt ettiklerini, bedelin peşin olarak ödendiğini, ancak mülkiyeti devir borcunun yerine getirilmediğini ileri sürerek davalıların satım vaadine konu paylarının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalıların paylarını elden çıkarmaları nedeniyle talebini tazminata dönüştürmüştür.
Birleştirilen davada davacılar vekili, davalının yetkisini kötüye kullanarak müvekkillerine sormadan 1 ada 24 parseldeki hisselerini sattığını, satış bedelini davacılara vermediğini ileri sürerek 20.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, 148.792,80 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine; birleştirilen davanın kabulüne, 20.000 TL’nin davalı …’den alınarak davacılar … ve …’e verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili asıl dava yönünden temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda, … 3. Noterliği’nin 17.02.2015 tarihli, 998 yevmiyeli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle … ve … vekili …’nın, müvekkillerinin babası …’ın hissedarı bulunduğu ve müvekkillerine intikal etmiş veya edecek olan 1 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki hak ve hisselerinin tamamını 20.000 TL bedelle …’ye satmayı vaad ve taahhüt ettiği, satış bedelinin tamamını nakten tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, … 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2015’te kesinleşen 08.10.2015 tarihli, 2015/207 Esas 2015/260 Karar sayılı ilamıyla … ile …’in 1 ada 24 parseldeki hak ve hisselerinin satış vaadi sözleşmesi nedeniyle iptaline, … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Davacının, talebini tazminata dönüştürmesi üzerine yapılan keşif sonucu aldırılan 31.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda satış vaadine konu payın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin 148.792,80 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece bu bedel üzerinden asıl davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan keşif sonucu bilirkişi heyetinden alınan rapor ile saptanan değere davalıların 13.06.2016 tarihli dilekçeyle itiraz etmelerine karşın, mahkemece yeni bir bilirkişi raporu alınması ve taraf itirazlarının karşılanması yerine denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya yönelik hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.