Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/17041 E. 2020/5645 K. 30.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17041
KARAR NO : 2020/5645
KARAR TARİHİ : 30.09.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.05.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi, birleştirilen davada 15.07.2013, tarihli dilekçe ise oturma hakkı tanınması suretiyle konutun özgülenmesi aksi halde miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı birleştirilen davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava ortaklığın giderilmesi, birleştirilen dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine” ilişkindir.
Davacılar vekili, 4497 ada 1 parsel 24 numaralı bağımsız bölümün ortaklığının giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davada davacı … vekili, 24 nolu bağımsız bölümde oturma hakkı tanınması suretiyle konutun özgülenmesini mahkemece kabul edilmez ise miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar, asıl ve birleştirilen davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; “asıl davanın kabulüne, 4497 ada 1 nolu parsel 24 bağımsız bölümde yer alan taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesine, ortaklığı giderilen 24 nolu bağımsız bölümün … adına tesis edilen oturma hakkı ile birlikte yükümlü olarak açık arttırmada satılmasına; birleştirilen davanın kısmen kabulü ile davacı …’a 24 bağımsız bölüm nolu konutta bedelsiz olarak oturma hakkı tanınması yönündeki talebin reddine, davacı …’a 24 bağımsız bölüm nolu aile konutun TMK 652/1-2 maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben oturma hakkı tanınmak suretiyle özgülenmesine, karar kesinleştiğinde 24 bağımsız bölüm nolu konut üzerinde … adına ömür boyu oturma hakkının tapu kaydı üzerine şerh edilmesine, dava konusu 24 bağımsız bölüm nolu konutun değerinin 88.049,30TL olduğu, buradaki …’ın 1/4 payının 22.012,33TL olduğu daire değerinin oturma hakkına isabet eden değerinin 1/3 olduğu bu bedelin 29.349,76TL olduğu miras payının 1/3 oturma hakkı bedelini karşılamaya yetmediği görülmekle bu bedele daire üzerindeki 1/4 miras payının mahsubuna kalan 7.337,43TL birleşen davada davalılar …, …, …, … ve …’a isabet eden hissenin miras kalan diğer taşınmazlardan mahsubuna, mahsup işleminin … İli, … İlçesi, … Köyünde bulunan 1500 parsel nolu taşınmazdan yapılmasına, buradaki taşınmazın toplam değerinin 66.490,00TL olduğu, … hissesinin 16.622,50TL olduğu 7.337,43TL bu hisseye mahsup edildiğinde 9.285,07TL kaldığı, bu taşınmazın satışından arta kalan paranın paylaştırılmasında …’ın bu miktarı alması gerektiği, bunun da taşınmazın toplam bedeline oranlandığında %11,03’e isabet ettiği görülmekle 1500 parsel sayılı taşınmazın satış bedelinin paylaştırılmasında …’a miras payı değil %11,03’ün ödenmesine, kalan %88,97’nin …, …, …, … ve … isimli kişiler arasında eşit olarak paylaştırılmasına, mahsup işleminin 1500 parselin satış işleminde dikkate alınması için … Sulh Hukuk Mahkemesine ve izaleyi şuyuu satış memurluğuna kararın tebliğine” karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ve birleştirilen davacı vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297.maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi uyarınca eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir.
Haklı sebebin varlığı, her somut olayda hâkim tarafından değerlendirilecektir. Aile konutunun değeri, bu değere mülkiyet, intifa ya da oturma hakkının etkisi, ölen eş ile sağ kalan eşin mirasçılarının aynı olup olmadığı, sağ kalan eşin yaşı, mirasçılarla kişisel ilişkileri, mali gücünün konutun ve ev eşyasının değerini karşılayıp karşılamayacağı, adına kayıtlı taşınmazlar olup olmadığı, sağ kalan eşin altsoyunun olmaması gibi haller hâkimin haklı sebeplerin varlığının tayininde değerlendirmesi gereken hallerdir.
Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir.
Somut olaya gelince; asıl davada dava konusu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmış, birleştirilen davada ise davacı … lehine sükna (oturma) hakkı tanınması talep ve dava edilmiştir. Her ne kadar birleştirilen davacı oturma hakkı tanınmasını istemiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.maddede belirtildiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan birleştirilen davada asıl talep 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkindir.
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında mahkemece murisin terekesine ait tüm malvarlığı ve bu malvarlığının hüküm tarihine yakın değeri tespit edilerek terekenin toplam değeri belirlendikten sonra mirasçıların miras paylarının da ayrı ayrı değerleri belirlenmelidir. Yapılan hesaplamalar sonucunda aile konutu ve eşyaların değeri, sağ kalan eşin miras payına düşen kısımdan fazla ise eksik bedelin depo ettirilmesi, karşılıyorsa miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgülenmesi gerekir. Şartların oluşması halinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilerek bunun sonucunda taşınmaz özgülendiği için ortaklığın giderilmesi talepli davanın da reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı-birleştirilen davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı olarak aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemleri bulunduğundan yukarıda açıklanan ilkeler ışığında asıl dava ve birleştirilen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı birleştirilen davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 30.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan