Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/16924 E. 2020/4227 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16924
KARAR NO : 2020/4227
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/11/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 201 ada 1 (eski 422) parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davanın reddini savunmuş; davalı … ise dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaçlar, ahır, su kuyusu, ekmek damı ve avlu duvarının kendisine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine; taşınmazın satışından elde edilecek para dağıtılırken taşınmaz üzerindeki binanın ve ağaçların bedelinin davalı …’ye ödenmesine; taşınmaz üzerindeki ahır, su kuyusu, ekmek damının satışından elde edilecek paranın tapudaki yazılı tüm maliklere ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda muhdesat oranı kurulmadan taşınmaz üzerindeki binanın ve ağaçların bedelinin davalı …’ye ödenmesine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davalı … temyiz dilekçesinde … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/672 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu taşınmaza yönelik muhdesat aidiyetinin tespiti davası açtığını beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı … tarafından açılan muhdesat aidiyetinin tespiti davası bekletici mesele yapılarak, adı geçen davalıya ait olduğuna karar verilen muhdesat yönünden gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydındaki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekir.
Mahkemece, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’nün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.