Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/16821 E. 2020/5834 K. 05.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16821
KARAR NO : 2020/5834
KARAR TARİHİ : 05.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.08.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi (karşı dava ile elatmanın önlenmesi) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine karşı kabulüne dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili; üzerinde mermer fabrikası olan 45 ada 13 parselin maliki olduğunu, davalı üzerine kayıtlı 45 ada 141 parsel sayılı taşınmazdaki yolu kullandığını, davalının bu yolu kapattığını belirterek, davalı parseli üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunarak; davacı tarafın kendi parseline yol açtığını, davalının sahibi olduğu asfalt yola hafriyat döktüğünü, kot farkı sebebiyle yolun kenarına perde beton döktüğünü ayrıca mermer fabrikasının da taşınmazına tecavüzlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş ve karşı dava ile elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine; karşı davanın kabulü ile “Davacı-Karşı Davalı tarafa ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 45 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tarafından davalı-karşı davacı tarafa ait … ili … ilçesi … Mahallesi 45 ada 141 parsel sayılı taşınmaza yapılan müdehalenin men’ine ve davacı-karşı davalı tarafça yapılan perde beton duvarın ve 01/05/2006 tarihli Mehmet Ali Kandemir ve Tuncay Söğüt tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna ekli krokide B ve A harfleri ile gösterilmiş olan binanın taşan kısımlarının kal’ine” karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; Mahkemece verilen hükmü davacı …, vekili vasıtasıyla temyiz etmiştir. Davacının lehine geçit istediği taşınmaz olan 45 ada 13 parsel sayılı taşınmaz dosyadaki 09.10.2013 tarihli tapu kaydında … Madencilik Pazarlama ve Dış Ticaret Ltd. Şti. adına kayıtlı olmasına rağmen davacı …’in bu şirketin yetkili temsilcisi olduğuna dair herhangi bir belgeye dosyada rastlanmamıştır.
Öte yandan, lehine geçit istenen 45 ada 13 parsel sayılı taşınmazın UYAP’taki TAKBİS sisteminden alınan tapu kaydında dava dışı …’in 12.01.2015 tarihinde; …, …, …, … ve …’un ise 15.11.2016 tarihinde yargılama esnasında yeni malikleri olduğu görülmekte olup adı geçen paydaşların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi uyarınca davaya dahil edilmeleri gerekmektedir.
Bununla birlike davalıya ait olan 45 ada 141 parsel sayılı taşınmazın UYAP’taki TAKBİS sisteminden alınan tapu kaydında durumu “pasif” olarak görüldüğünden bu parsele dair güncel tapu kaydının da tapu müdürlüğünden temin edilerek dosya içeriğine alınması gerekmekte olup tüm bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.