Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/16231 E. 2020/8039 K. 03.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16231
KARAR NO : 2020/8039
KARAR TARİHİ : 03.12.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.03.2016;birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından tereke satış memurluğu aleyhine 14.03.2016; birleştirilen dosya davacısı … Bankası A.Ş. tarafından hasım gösterilmeksizin 27.04.2016 gününde verilen dilekçeler ile ayrı ayrı terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleşen davaların kabulüne dair verilen 23.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen davalar, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetveline itiraz niteliğindedir.
Davacı Hazine vekili, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/34 tereke sayılı dosyasında, müvekkiline borçlu olan mirasbırakan …’ın terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiğini, mirasbırakana ait taşınmazın tapu kaydında müvekkilinin alacağı nedeni ile haciz şerhleri bulunmasına ve kamu alacaklarının imtiyazlı olmasına karşın Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1 tereke satış dosyasında düzenlenen 20.07.2015 tarihli sıra cetveline müvekkilinin alacağının kaydedilmemiş olması gerekçesiyle itiraz etmiş, yanlış sıra cetveline dayanan dağıtım kararının iptalini, yeniden düzenlenecek sıra cetveline müvekkilinin alacağının imtiyazlı olarak kaydedilmesini istemiştir.
Birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/34 tereke sayılı dosyasında, müvekkiline borçlu olan mirasbırakan …’ın terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiğini, mirasbırakana ait taşınmazın tapu kaydında müvekkilinin alacağı nedeni ile haciz şerhleri bulunmasına ve kamu alacaklarının imtiyazlı olmasına karşın Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1 tereke satış dosyasında düzenlenen 20.07.2015 tarihli sıra cetveline müvekkilinin alacağının kaydedilmemiş olması gerekçesiyle itiraz etmiş, yeniden düzenlenecek sıra cetveline müvekkilinin alacağının imtiyazlı olarak kaydedilmesini istemiştir.
Birleştirilen dosya davacısı … Bankası A.Ş. vekili, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/34 tereke sayılı dosyasında, müvekkiline borçlu olan mirasbırakan …’ın terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiğini, mirasbırakana ait taşınmazın tapu kaydında müvekkilinin alacağı nedeni ile haciz şerhleri bulunmasına karşın Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1 Tereke satış dosyasında düzenlenen 20.07.2015 tarihli sıra cetveline müvekkilinin alacağının kaydedilmemiş olması gerekçesiyle itiraz etmiş, yeniden düzenlenecek sıra cetveline müvekkilinin alacağının kaydedilmesini istemiştir.
Davalı … Varlık A.Ş. vekili, ikinci oturumdan önce sunduğu dilekçesi ile davayı kabul etmiş, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yüklenmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın ve birleşen davaların kabulüne, yargılama giderlerinin davacı ve birleştirilen dosya davacıları üzerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Hükmü, birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini” öngörmektedir.
Türk Medeni Kanununun 636. maddesinde, “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; “Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi” ve “Terekenin resmen tasfiyesi” farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır.
Türk Medeni Kanununun 612., 636. maddeleri ve İcra İflas Kanununun 180. maddesinin yollaması ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde İcra İflas Kanununun 208. maddesi ve devamı hükümleri uygulanacaktır.
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde “iflas idaresi” yerine “tasfiye memuru” ve “Ticaret Mahkemesi” yerine “Sulh Hukuk Mahkemesi” geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir.
İcra İflas Kanununun 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar.” düzenlemesi yer almaktadır.
Kenar başlığı “iflas masrafları ve masanın borçları” olan İcra İflas Kanununun 248. maddesinde “İflasın açılmasından ve tasfiyeden doğan masraflar önce çıkarılır” düzenlemesi yer almaktadır. İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İflas masraflarına ve masa borçlarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin masrafları, iflas idaresinin işlemlerinden kaynaklanan yargılama giderleri, iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücreti sayılabilir. Terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesinde de, tasfiye memurunun tereke adına tasfiyenin sonuçlanması amacı ile yaptığı masraflar, somut olayın özelliklerine göre terekeden istenebilir.
Tarafların davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 323)
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK m 326) Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir. (HMK m 332 / 1,2)
Somut olayda mahkemece, birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin, tasfiye memurunu şikayet yoluyla sıra cetveline itirazı kabul edildiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesi gereğince yargılama giderlerinin terekeden karşılanacağına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de belirtilen husus, kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 4. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Kendisini vekil vasıtası ile temsil ettiren birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 900TL vekalet ücreti ile birleştirilen dosya davacısı tarafından sarf olunan 24TL posta gideri ve 0,75TL dosya masrafı olmak üzere toplam 924,75TL’nin terekeden karşılanarak birleştirilen dosya davacısı Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesine” ifadelerinin eklenmesine hükmün HUMK’nun 437/8. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 03.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.