Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/16215 E. 2019/2652 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16215
KARAR NO : 2019/2652
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.11.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ile tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine alacak istemi yönünden kabulüne dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan 13.10.2011 tarihli sözleşme ile … İli, … İlçesi, 1388 ada, 2 parsel, 8 numaralı mesken niteliğindeki bağımsız bölümün satışının yapıldığını, taşınmazın davacıya teslim edildiğini, 65.000,00TL satış bedelinin 36.150,00TL’sinin ödendiğini, davacının bakiye satış bedelini ödemeye hazır olduğunu iddia ederek dava konusu taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün değilse davacı tarafından ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket, cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza birden çok alacaklı tarafından haciz şerhi konulduğu, tapu kaydının iptalinin alacaklıların alacağını tahsil edememesine ve hak kaybına neden olacağı, bu nedenle davacının ancak ödediğini talep edebileceği gerekçesiyle davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tazminat istemi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.