YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15429
KARAR NO : 2020/2034
KARAR TARİHİ : 20.02.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.05.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 392 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazdan 23.07.2014 tarihinde pay satın aldığını, müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirterek önalım hakkı nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, alım satımın aile içi yapıldığını, taşınmazın ortak muristen kaldığını, paylaşım sonucunda davaya konu payın davalıya düştüğünü ancak hataen dava dışı satıcı adına tescil edildiğini ve davaya konu işlemle bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davaya konu 392 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/10 payın tapu kaydının iptaliyle davalı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Paylı mülkiyet halindeki bir taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkı ileri sürülemez. (27.03.1957 tarihli, 12/2 sayılı Y.İ.B.K.) Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.
Yukarıda değinilen ilkeler gereğince; davaya konu payı dava dışı eltisi …’dan satın alan davalı işlemin gerçek bir satış değil miras nedeniyle paylaşımda yapılan bir yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla bedelsiz bir devir olduğuna yönelik savunmada bulunduğundan, davalının tüm delilleri değerlendirilip gerekçelendirilmeksizin reddedilmesi ve yazılı olduğu şekilde eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.