Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/14159 E. 2019/6431 K. 09.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14159
KARAR NO : 2019/6431
KARAR TARİHİ : 09.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/02/2016 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dosyasının 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/1002 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair verilen 22/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle temyiz talebinin reddine dair verilen 16/03/2016 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, tensiple birlikte bu davanın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1002 Esas sayılı dosyası ile hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu anlaşıldığından HMK’nin 166. maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmiş, esas karar ile birlikte temyiz yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
Bu hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, 16/03/2016 tarihli ek karar ile davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin HMK’nin 168. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekili 16/03/2016 tarihli ek kararı da temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 166/1 maddesinde; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” hükmü yer almaktadır. Aynı Yasanın 168. maddesinde; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan inceleme, Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez” hükmü getirilmiştir.
Açıklanan bu hükümler doğrultusunda mahkemece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.