Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/13507 E. 2019/5068 K. 10.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13507
KARAR NO : 2019/5068
KARAR TARİHİ : 10.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.02.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, TMK’nin 747.maddesi uyarınca geçit hakkı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 160 ada 358 parselde kayıtlı, ev ve bahçe cinsinde olan taşınmazın davacıya ait olduğunu, taşınmazın yola bağlantısı bulunmadığından zorunlu olarak davalıya ait 160 ada 379 parsel sayılı taşınmazın küçük bir kısmını kullanmak zorunda olduğunu, davacının bu kısmı kullanması karşılığında ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, taşlık ve ham toprak vasfında bulunan davalı taşınmazının çok geniş bir araziyi kapsamakta olduğunu, bir taşıtın geçebileceği kadar genişlikte ve üç metre eninde bedeli depo edilmek kaydı ile davacı taşınmazı lehine geçit hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Maliye Hazinesi vekili, davacı tarafından davalıya ait taşınmazın yaklaşık 200 metrelik kısmının şantiye alanı olarak kullanılarak taş yığmak ve kepçeyle harfiyat alınmak suretiyle şeklinin değiştirildiğinin ve işgal edildiğinin tespit edildiğini, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan yönetmelik kapsamında davacı hakkında işlemler yapıldığını, davacının gayrimenkulüne ulaşmak için Hazineye ait olan 160 ada 379 parselden veya 302 sayılı parselden geçit hakkı verilebileceğini, davacının daha önce böyle bir talepte bulunmadığını, kötüniyetli olarak dava açma yoluna başvurduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, … İli, … İlçesi, … Köyü, 160 ada 358 parsel sayılı taşınmaz lehine; … Köyü 160 ada 379 parsel sayılı taşınmaz aleyhine 18.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda “A” harfi ile kırmızı taralı olarak gösterilen 80,71 m2’lik kısım üzerinden 158,19TL bedel karşılığında geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliğine uygun atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel hükümden önce depo ettirilmeli, şayet dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de geçit için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmişse, bu bedelin ödenmesine karar verilmesi halinde, mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olunacağı durumlarda hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tesbiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Somut olaya gelince, davacıya ait 160 ada 358 parsel sayılı taşınmaz lehine Maliye Hazinesi adına kayıtlı 2.104.733,11 m2 yüzölçümlü 160 ada 379 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit tesisinde bir isabetsizlik yok ise de; mahkemece 160 ada 379 parselin kullanım bütünlüğü bozularak parseli ikiye böler şekilde tesis edilen geçit irtifakı yukarıda belirtilen bölünmezlik ilkesine aykırı düşmektedir.
Bu durumda mahkemece yeniden keşif yapılarak Hazine’ye ait 160 ada 379 parseli ikiye bölmeden parselin kuzey-kuzeybatı kısımları değerlendirilerek tespit edilecek güzergahın karar tarihine yakın bir zamanda değer tespiti yapılmalı, saptanan bedel depo ettirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.