Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/13312 E. 2019/4910 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13312
KARAR NO : 2019/4910
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2014 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacıya ait … Köyü 162 parsel sayılı taşınmazın sulanabilmesi için davalılara ait 1821 parsel sayılı taşınmazdan mecra hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı …, dava konusu suyun kaynağının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazda bulunduğu iddia edilmişse de taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunu, davacının hiç bir hakkının bulunmadığını, kendi taşınmazında bulunmayan bir kaynaktan çıkan suyu sahiplenmesinin bir hukuki dayanağı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, davacının 162 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 1811 parsel sayılı taşınmazdan 17.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda ve eki krokide A harfi ile gösterilen kırmızı boyalı 0,35 m eninde 6.44 m2’lik su yolu hattı geçirilmek suretiyle mecra hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 17.11.2015 tarihli fen bilirkişilerin raporu ve eki krokide davacının 162 parsel sayılı taşınmazı içerisinde mavi renkle taralı ve zeminde ark olarak yer alan bir kısım olduğu ve hatta mecra kurulan mavi boyalı kısmın bu ark içinde kaldığı belirtilmiştir. Ancak bu arkın niteliği, içinde su bulunup bulunmadığı, su var ise nereden geldiği ve kaynağı araştırılmamış ve incelenmemiştir. Değinilen bu hususun araştırılması, suyun kaynağı olarak gösterilen çeşme 1 ve çeşme 2’nin bulunduğu taşınmazların maliklerinin belirlenmesi, kara yollarından su ve mecra hakkının geçirilmesi şartlarının gerekirse karayollarından sorulmak suretiyle saptanması, suyun kaynağından itibaren davacı parseline kadar suyun gelip gelmediğinin belirlenerek, ayrıca kesintisizlik ilkesi araştırılıp gerektiği takdirde uygulanması ve bu ilke gereğince başka taşınmaz maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği gözetilerek, yapılacak inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi gerekirken, değinilen tüm bu yönler gözardı edilerek eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.